Başbakan Ahmet Davutoğlu B20 zirvesinde konuşuyor

Başbakan Davutoğlu B20 Türkiye konferansında konuşuyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu B20 zirvesinde konuşuyor

B20 Türkiye Konferansı, 60 ülkeden binin üzerinde işadamı ve finans dünyası temsilcisinin katılımıyla dün başladı.

Başbakan Davutoğlu, Ankara'da İş Dünyası Zirvesi'nde düzenlenen B20 Türkiye Konferansı'nda konuşuyor.

İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasının satırbaşları;

Çok önemli bir dönüşüm döneminden geçiyoruz. Hem entellektüel hem de operasyonel anlamda işbirliğine ihtiyaç var G20 ve B20 arasında. Burada yakın işbirliği bir gerekliliktir.

Bu bağlamda Türkiye'nin G20 Başkanlığı dönemimde bizim için şu önemli endişelerinizi kaygılarınızı duymak istiyoruz bizde sorulara sotunlara nasıl yaklaştığımızı size anlatmak istiyoruz geleceği planlarken, işte bu süreçlerde G20 ile B20 arasında bir işbirliği önemlidir. Kararlarımız sizlerin verdiği geri bildirimler gözden geçirilerek yeniden değerlendirilecek. Omuz omuza insanlığın geleceği için siyasiler ve iş dünyası olarak çalışacağız.

Bugün bir kriz dönemi içerisindeyiz. Yaşadığımız en büyük zorluk depremler açısından 11 Eylül depremiydi. Güvenlik açısından pek çok veriyi değiştirdi elimizdeki.

Bir yandan terörle savaşırken bir yandan da ülkelerin güvenliğini sağlamakla sorumluyduk. 2008'de bir ekonomik kriz yaşadık. Önce finansal, sonra ekonomi ve sonrasında sosyal bir krize dönüştü. Global ekonomide artçı şokların bittiğini düşünmemeliyiz.

Eğer ciddi bir genç işsizliği varsa her türlü ideolojik çaltışmanın ortaya çıkmasını bekleyebilirsiniz. Bu hepimiz için ciddi bir sıkıntı. Bunun öneminin farkındayız.

Eğer G20'ye bir küresel kriz çözüm platformu olarak yaklaşırsak stratejilerimizi entegre etmemmiz lazım. Koordineli de olmalıyız çünkü küresel ekonomik krizlerin hiçbirine karşı bağışıklığımız yok. P5+1 çok da kapsayıcı değil. Ancak G20 daha kapsayıcı. G20 çok daha geniş platformda sorunların tartışılmasına izin veriyor.

ÖNÜMÜZDEKİ 5 BÜYÜK ZORLUK ŞUNLAR:

* Küresel finansal piyasların oynak olması ve yeni risklerin ortaya çıkması

* Gelişen piyasaların geçmiş dinamizmi göstermekte zorlanması

* Büyüme. Daha önceki büyüme öngörülerimize ulaşmak şu anda mümkün görünmüyor. Yeni bir öngörüde bulunmak lazım gelecekteki büyüme için. İşte bu yüzden yatırımlara önem veriyoruz. Yatırım olmadan büyüme olmaz. Küresel ticaret beklenmedik şekilde yavaşlıyor.

* Sermaye çıkışları da ekonomilerin bir başka sıkıntısı

* Jeopolitik gerginlikler

Siyasi ve ekonomik sorunlara yol açıyor ancak en fazla insani sorunlara yol açıyor.Aylan'ın cansız bedenini gördüğünüze eminim.

Nerede olursak olalım görmek isteyeceğimiz bir görüntü değil. Ancak bizim kararlarımız, doğru ya da yanlış kararlarımız onların geleceğini belirleyecek. Milyonlarca mülteci baskıcı bir rejimin mağdurlarıydılar. 1,7 milyon Sureyli mülteciyi ve 200 bin Iraklıyı, bizim kardeşlerimizi olan bu mültecileri ülkemize kabul ettiğimizi söylemekten mutluluk duyuyorum. Biz milyarlarca dolar sarfettik.

Vergilerimizle oluşan kaynakları, 6 milyar doları onlara aktardık. Kilis nüfusunun yüzde 54'ü Suriyeli artık. Oysa bugün Avrupa'da maalesef birtakım liderlerin, makaleler yoluyla, Avrupa'nın Hristiyan bir kıta olduğunu ve Müslümanların oraya girmemesi gerektiğini söylediğini üzüntüyle izliyoruz.

"LÜTFEN MÜLTECİLERİ DÜŞÜNÜN"

Lütfen mültecileri düşünün, baskıya karşı mücadele etmemiz lazım, insanların haklarını hangi ülkeden olurlarsa olsunlar korumamız lazım, bu bir insanlık sınavına çekildiğimiz zamanlar. Bu çocuğun cansız bedeni bütün dünya tarafından görülecektir ve Birleşmiş Milletler bu insanları korumak için önlem alacaktır diye umuyorum.

"SURİYE İÇİN DE GÜVENLİ LİMAN OLUŞTURULMALI"

Suriye için de bir güvenli liman sağlanmalı. Bu sadece jeopolitik bir sorun değil. Biz kendimiz koruruz, sınırlarımızı da koruruz. İhtiyaç halinde Daeş gibi örgütleri de cezalandırabiliriz. Peki Suriye halkını kim koruyacak? Birlikte hareket etmemiz lazım kapsayıcı bir yaklaşımla, kendimizi izole etmememiz lazım.

"KOBİLER BÜYÜMENİN LOKOMOTİFİ"

Sadece niceliksel büyüme önemli değil. Büyümenin kalitesi de önemli. Bizim gelir paylaşımı konusuna odaklandığımız ilk G20 olacak bu. KOBİ'ler geçmişte olduğu gibi G20'nin gündemindeki temel maddelerden biri olacaktır. Gelişen ülkelerde, çok fazla büyük ölçekli firmaların olmadığı ekonomilerde KOBİ'lerin desteklenmesi çok önemli. Bu sayede ekonomiyi çeşitlendirebiliriz. İşsizliği azaltıp, rekabetçiliği artırabilmek ve inovasyon için KOBİ'lerin desteklenmesi önemli. Birtakım finansal modeller geliştirilebilir KOBİ'ler için. Son 20 yılda ekonomik büyümenin lokomotifi haline geldi Türkiye'de KOBİ'ler. Hem yerel ekonomiler hem küresel ekonomiler için çok önemli KOBİ'ler. Ekonomik adaleti ancak KOBİ'ler yoluyla sağlayabilirsiniz.

Düşük gelirli gelişmekte olan ülkeler için 2020'ye kadar koordinatör olarak görev yapacağız. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin ekonomileri ile düşük gelirli ülkeler arasındaki bağı kurmak görevimiz. Düşük gelirli ülkelerde gelişimi kişi başına milli geliri artırarak yapabiliriz. Bu hem o ülkelere hem gelişmiş ülkeler ekonomilerine faydalı olacaktır.