BDDK Başkanı: Faiz yarışı istemiyoruz

BDDK Başkanı Akben, Başbakan Yardımcısı Canikli`nin mevduat faizlerinin düşürülmesine yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine, bir faiz yarışının olmasını istemediklerini ifade ederek, kredilerin en önemli kaynağının mevduat olduğunu vurguladı.

BDDK Başkanı: Faiz yarışı istemiyoruz

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, mevduat faizlerine ilişkin, "Bilhassa büyük mevduat sahipleri, kurumlar var. Esas para sahibi tarafların da bu konuda ülke menfaatine hareket etmeleri gerekiyor. Bu sadece bizim temennimiz ile bankaların yaklaşımıyla olacak şey de değil" dedi.

Akben, Ziraat Portföy Katılım Endeksi gong töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, kredi yapılandırmasında faizlerin nasıl olacağına ilişkin, faizlerin bankalarla özel anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştiğini ifade ederek, kredi kartlarında Merkez Bankası'nın belirlediği bir faiz üst sınırı olduğunu, diğerinde de (kredilerde) bankalarla kişiler arasındaki anlaşmalar çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti.

Akben, Ziraat Portföy Katılım Endeksi gong töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, kredi yapılandırmasında faizlerin nasıl olacağına ilişkin, faizlerin bankalarla özel anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştiğini ifade ederek, kredi kartlarında Merkez Bankasının belirlediği bir faiz üst sınırı olduğunu, diğerinde de (kredilerde) bankalarla kişiler arasındaki anlaşmalar çerçevesinde gerçekleşeceğini kaydetti.

Yapılandırmada toplam maliyet açısından faizlerin yüksek olup olmayacağına ilişkin soruya Akben, şu karşılığı verdi:

"Faiz belirlemesi Merkez Bankasının bir kararı. BDDK'nın faiz konusunda 'şunu uygula, bunu uygula' diye bir şeyi yok. Tabii ki, bekliyoruz ki düşük faiz uygulasınlar. 72 ay derken, esnek bir vade aralığı bıraktık. Borçlular bu borçların tamamında vadelendirecek diye bir anlam taşımıyor. Gerek kredi kartlarında gerek ihtiyaç kredilerindeki tutarlar da belli. Zaten kredi kartlarının yüzde 40'ı yaklaşık 40 milyar lirası taksitli, geri kalan yüzde 50 taksitsiz kart şeklinde cereyan ediyor. Toplam kredi hacmi içerisinde çok büyük boyutlar da değil, yüzde 2'lere falan denk geliyor. Her borçlunun ya da borcunu yapılandırmak isteyenin bankalarla uzlaşacaklarını düşünüyoruz. Burada çok uzlaşılmaz bir nokta çıkarsa tabii ki bu işle ilgilenen Merkez Bankası olsun, bizim tarafımız olsun, bu konuda gereken konularda görüşürüz. Bu konularda da bir açılım sağlarız. Herkes bunu sevmiş görünüyor. Karşılıklarda da bir düzenleme yaptık ki bankalarda önemli bir rahatlama sağladık. Onların da bunu iyi değerlendireceklerini düşünüyoruz. Elbette ki ödeme kolaylığı sağlamak içindir, buradan bir para kazanmak, insanları üzmek için değildir. Rahatlamak için yapılmış bir düzenlemedir."

"GECİKMEYE DÜŞENLER DE YAPILANDIRMADAN YARARLANACAK"

Mehmet Ali Akben, uygulamanın canlı kredileri kapsamasına ilişkin soru üzerine, "Biz orada mevcut borç stokundan bahsettik. Bunun içerisinde gecikmiş alacaklar da vardır. Batık dediğimiz şu; alınma ihtimali yoksa bu bankaların zaten her an yapabilecekleri bir şeydir. Bankalar eğer tahsil edemeyecek noktaya geldiyse her an için görüşmelerini yapıyorlar. Onlar zaten onu yapılandırıyorlar." diye konuştu.

Engel olan konu için bu uygulamayı getirdiklerini vurgulayan Akben, "Engel olan konu, canlı krediler içerisinde ödemelerde, piyasada sıkıntı varsa, bunlara bir açılım sağlamaktı. Gecikmeye düşenlerin de bundan yararlanamayacağı diye bir şey yok. Onlar için de bu iş geçerli. Yüzde 40, yüzde 30 peşinatları ödeyip insanlar bir takım diğer ödemelerini uzatma gibi bir yoldalardı. Bu onlar için de, isterlerse geniş bir vadeye yayılarak ödeme kolaylığı sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.

Akben, piyasada tüketici kredilerinin teşvik edildiği, artırıldığı gibi konuların konuşulduğunu, bunun söz konusu olmadığını, borçlanmış stoku yapılandırdıklarını bildirdi.

"FAİZ YARIŞI İSTEMİYORUZ"

BDDK Başkanı Akben, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin mevduat faizlerinin düşürülmesine yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine, bir faiz yarışının olmasını istemediklerini ifade ederek, kredilerin en önemli kaynağının mevduat olduğunu vurguladı.

Akben, son aylardaki konut kredilerindeki faiz düşüşünün konut kredilerine talep getirdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Mevduat faizleri konusundan önceki ay da bahsettik. Sayın Bakanımızın bahsettiği konuda hassasız. Bankalarımız da bunda son tablolarda gördüğümüz kadarıyla hassasiyet gösteriyor. Bilhassa büyük mevduat sahipleri, kurumlar var. Esas para sahibi tarafların da bu konuda ülke menfaatine hareket etmeleri gerekiyor. Bu sadece bizim temennimiz ile bankaların yaklaşımıyla olacak şey de değil. Para sahiplerinin de bu konuda daha duyarlı olmaları, ülkemizin zor günlerinde ellerini taşın altına sokmaları gerekiyor. İnşallah bunu da sağlayacağız ve son aldığımız rakamlara bakıldığında onda da aşağı doğru yön var."

"YURT DIŞINDAN YENİ YATIRIM TALEPLERİ VAR"

Mehmet Ali Akben, İslami finansal ürünlerde nasıl bir büyüme beklediğine yönelik soru üzerine de, 2023 için yüzde 15 hedefleri bulunduğunu hatırlatarak, bu hedefin bu hızda biraz güç olduğunu söyledi.

Akben, sözlerini şöyle tamamladı:

"Açılışını yaptığımız endeks ürünlerinin çoğaltılması gerekiyor. Bu alanda Vakıf Katılım'ın Vakıfbank'taki hisselerinin oraya devri ile ilgili çalışmamız var. Bu sektörün büyütülmesi gerekiyor. Yatırımların gelmesi gerekiyor. Devlet kanalı, özel teşebbüslerin de buna gayret etmesi gerekiyor. Tabii ki kolay değil, mühim olan da zoru başarmak. Bunu yapmak için arkadaşlarımız sektörümüz çalışacaklar. Artık ona da takdir diyelim. Ülkemizin demografik nüfus yapısına, insanların İslami hassasiyetlerine, yaşantı biçimine baktığımızda bu sektör için Türkiye'deki yüzde 5'lik pay az. Bunun hepimizin düşünmesi lazım. Bu sadece bankacıların düşüneceği şeyler değil. Bu alana yatırım yapan mevduat sahiplerinden tutun kredi kullananlara kadar bu sektörü büyütecek kişiler bu ülkede yaşayan insanlar. Yurt dışından da yeni yatırım talepleri de var. Bu rayına girerse sektörün büyüyeceğine umutluyuz. Bu yüzde 5'lik pay Türkiye'ye yakışmıyor."