İşçiler SGK borcundan sorumlu olmayacak

Torba Yasa'yla gelen bir yenilik daha işçilerin yüzünü güldürecek cinsten. Star'dan Resul Kurt yazdı;

İşçiler SGK borcundan sorumlu olmayacak

Sosyal güvenlik uygulamamızda on yıllardır yönetici konumundaki işçilerin de SGK borçlarından sorumlu oldukları yönünde düzenlemeler vardı. 30 Ekim 2014 tarihinde, yine bu köşemizden bu konuyu eleştirmiş ve işçilerin SGK borçlarından sorumlu tutulmamaları gerektiğini yazmıştık.

SGK tarafından işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri SGK'ya karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu belirtmiş, örneğin bir şirkette maaşlı olarak çalışan Genel Müdür, ödeme yaptırma yetkisi olup olmadığına bakılmaksızın sorumlu tutulduğunu ifade etmiştik.

Mali Müşavir de sorumlu olamaz

Bazı SGK müdürlüklerinin daha da ileri gidilerek, şirketlerin SGK borçlarından mali müşavirlerin de sorumluluğu tutulduğu ve ödenmeyen sigorta prim borçlarının mali müşavirlerden talep edildiği görülmekteydi.
Açık bir şekilde belirtmek gerekir ki; bir şirkette ücretli olarak çalışan işçi veya profesyonel yöneticilerin ya da mali müşavirlerin sorumluluklarının maliye idaresi uygulama ve mevzuatı doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerektiğini paylaşmıştık.

İşçilerden tahsil edilemeyecek

Yeni Torba Kanun ile artık profesyonel yönetici ve işçiler de ‘derin bir oh' çekti.

Torbada yer alan ve 5510 sayılı Kanuna eklenen hükme göre; şirket yönetim organlarında görev almayan ve sermaye sahibi olmayan kanunu temsilciler ve üst düzey yönetici veya yetkililer hakkında kurum alacaklarından dolayı icra takibi başlatılmış olsun veya olmasın ilgili mevzuata ilişkin müşterek ve müteselsil sorumlulukları sona erecektir. Buna göre şirkette sadece kanuni temsilci, üst düzey yönetici vb. bulunup; sermaye sahibi olmayan ve yönetim organlarında görev almayan kişilerden ‘şirket borçları' talep edilemeyecek.

Uygulanan hacizler kaldırılacak 3182 sayılı Bankalar Kanunu, 4389 sayılı Kanun ve 5411 sayılı Kanun kapsamında faaliyet izni kaldırılan ve (ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları dahil) yönetim ve denetimi TMSF'ye devredilen ya da doğrudan iflasına karar verilen bankalar ve bu bankaların hakim ortakları, yönetim ve denetimine sahip olduğu iştirakleri, gerçek ve tüzel kişi hakim ortaklarının hakim ortak olduğu şirketler ve anılan kanunlar kapsamında bankanın Fona olan borcundan sorumlu tutulan kişiler hariç olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle haklarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre iflas kararı verilmiş ve işlemleri devam eden, iflas tasfiyesi sonuçlanmış olan şirketlerin borçlarından, 506 sayılı Kanunun mülga 80'inci ve bu Kanunun 88'inci maddesi çerçevesinde müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunanlardan şirket yönetim organlarında görev almayan ve sermaye sahibi olmayan kanuni temsilciler ve üst düzey yönetici veya yetkilileri hakkında Kurum alacaklarından dolayı Kurumca 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre icra takibi başlatılmış olsun veya olmasın ilgili mevzuata ilişkin müşterek ve müteselsil sorumlulukları sona erer, yapılan takipler sonlandırılır ve bu kişiler hakkında uygulanan hacizler kaldırılacak.

Haklarında icra takibi başlatılmış olanlardan, bu işlemlere karşı dava açmış olanların bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için bu davalarından feragat etmeleri gerekecek.

Bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgililerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilmiş olan tutarlar ret ve iade edilmeyecek.

Mazeret izninde neler değişti! İş Kanununda, personelin çeşitli nedenlerle kullanabilecekleri mazeret izinleri için ayrı bir madde düzenlenmemiş olup, genellikle toplu iş sözleşmesi veya işyeri uygulamalarıyla çalışanlara sağlanmaktadır. İş mevzuatında yer bulamamış olan mazeret izni uygulaması yasal zeminde tanınmıştır. Buna göre ‘torba yasa' olarak bilinen 6645 sayılı Kanununda yapılan düzenlemelere göre; - İşçinin evlenmesi - İşçinin evlat edinmesi - Ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü halinde ÜÇ GÜN ücretli izin verilecektir.
Ek olarak son torba yasayla getirilen yeni düzenleme ile eşinin doğum yapması halinde ise 5 gün ücretli izin hakkı getirilmiştir.

İşçilerin en az yüzde 70 oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler halinde 10 GÜNE kadar ücretli izin verilecektir.