Bakan Ağbal'dan işletmelere çağrı

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "istihdam seferberliği" kampanyası ile ilgili çağrı yaptı

Bakan Ağbal'dan işletmelere çağrı

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "istihdam seferberliği" kampanyası ile ilgili, "Bütün işletmelerimize çağrıda bulunuyorum. İşçilik maliyetlerinin yüzde 35 düşürüldüğü bir ortamda, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde başlatılan bu kampanyaya katılmalarını bekliyorum." dedi. Ağbal, TRT Haber'de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Basit usule tabi mükellefler için şubatın beyanname verme ayı olduğunu hatırlatan Ağbal, yaklaşık 750 bin esnafın bu ayın 25'ine kadar mutlaka basit usul çerçevesinde hesaplanan kazançlarını beyan etmeleri gerektiğini ifade etti.

Bu yıl basit usule tabi mükelleflere ilk defa yeni bir imkan getirdiklerini anlatan Ağbal, "Bir basit usul mükellefi, beyanname verdiğinde kazancı 8 bin liraya kadarsa hiç vergi almayacağız. 8 bin liradan fazla ise 8 bin liralık kısmından vergi almayacağız. Özellikle esnafımızın mutlaka ve mutlaka muhasebecileriyle bu konuyu konuşmaları ve devletin kendisine getirmiş olduğu bu imkandan yararlanmalarını istiyorum." diye konuştu.

Ağbal, söz konusu mükelleflerin, getirilen bu imkan sayesinde yıllık bin 200 lira tutarındaki vergiyi vermekten kurtulacaklarının altını çizerek, 750 bin esnafı bu yolla desteklemiş olacaklarını ifade etti.

İlave istihdama destek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde açıklanan "istihdam seferberliği" hakkında da bilgi veren Ağbal, tüm işverenlere bu yılın sonuna kadar özel bir imkan sunulduğunu bildirdi.

İşverenlerin, 2016 Aralık ayındaki mevcut çalışan sayılarına bu yıl içinde ilave ettikleri her çalışan için bu teşvikten yararlanacaklarını aktaran Ağbal, şunları kaydetti: "Nedir bu teşvik? 2016 Aralık ayında işletmemde 10 kişi çalışıyordu, ocak ayında yeni 2 kişi aldım, asgari ücret üzerinden de bunlara ödeme yapacağım. Normalde asgari ücret üzerinden ödeme yapsa ne kadar maliyeti var? 2 bin 178 lira. 2 bin 178 liranın 773 lirası devlete verilen vergi, prim ve fon maliyetlerinden oluşuyor. Yani bugün biliyorsunuz net asgari ücret bin 404 lira, bin 404 liranın üzerine 773 lira da vergi, prim ve fon ödemesi yapıyor. Biz şimdi diyoruz ki, bu şekilde aldığınız çalışanın 773 lirasını devlet olarak biz karşılıyoruz. Dolayısıyla maliyetiniz 2 bin 178 liradan bin 404 liraya düşüyor.

Çalışan, asgari geçim indirimi dahil alması gereken maaşını tam olarak alıyor ama buna karşılık işveren, kendisine gelen bu vergi ve prim yükünden kurtuluyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Maliyetlerinde yaklaşık olarak yüzde 35 azalma demek. Bütün işletmelerimize çağrıda bulunuyorum. İşçilik maliyetlerinin yüzde 35 düşürüldüğü bir ortamda, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde başlatılan bu kampanyaya katılmalarını bekliyorum."

Teşvik ilave istihdama

Devletin karşılayacağı 773 liranın ayrıntılarını da paylaşan Ağbal, söz konusu tutarın 666 liralık kısmının Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) ödenen primler ve İşsizlik Sigortası Fonuna ödenen tutar, geri kalan yaklaşık 93 liranın Gelir Vergisi, 13 lira 49 kuruşun da Damga Vergisi olduğunu ve tüm bunları almayacaklarını bildirdi.

Bu uygulamada iki temel kriter bulunduğunun altını çizen Ağbal, "Bir, bu teşviki her yeni istihdama veriyoruz. Yani 2016 Aralık ayında SGK'ya bildirilen bildirgede kaç işçi gözüküyorsa, onun üzerine ilave gelecek olan istidama veriyoruz. İki, ilk defa bu şekilde işe alınacak kişinin geçmiş 3 ay içerisinde işsiz olması gerekiyor. Buradaki amacımız şu; verdiğimiz teşvik iş arayan insanımıza olsun. Yani, 'Ben iş arıyorum, son 3 aydır iş aradım ama bulamadım' diyenler." ifadelerini kullandı.

Ağbal, teşvikin maliyetinin ise 11 milyar lirası İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmak üzere 12,3 milyar lira olduğunu kaydetti.

"Otomotiv, bizim en stratejik gördüğümüz sektörlerden biri"

Beyaz eşya, mobilya ve konutlara getirilen vergi teşviklerinin ardından otomotiv sektörünün de beklentileri olduğunun hatırlatılması ve "Otomotivciler biz üvey evlat mıyız? diyor galiba" şeklindeki değerlendirme üzerine Ağbal, şunları söyledi:

“Hayır. Olur mu? Ben her zaman söylüyorum. Otomotiv sektörü bizim en stratejik gördüğümüz sektörlerden biri. Biz, otomotiv pazarı Türkiye'de büyüsün, üretim ve ihracat büyüsün istiyoruz. O anlamda Otomotiv Sanayii Derneği yöneticisi arkadaşlarımızla çok yakın görüşmeler yapıyoruz. Sektörün sorunlarını da konuşuyoruz, çözümlerini de konuşuyoruz. Kendilerine de teşekkür ediyorum. Çok da güzel öneriler getiriyorlar, inşallah önümüzdeki günlerde kendileriyle tekrar bir araya geleceğiz. Bu anlamda özellikle pazarı büyütme bakımından yapmamız gereken, almamız gereken adımları da konuşacağız."

"Piyasalar 'evet'i fiyatladı"

Ekonomide alınan tedbirlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ağbal, 2016'da dünyada, Türkiye'nin çevresinde ve ülke içinde siyasi ve ekonomik birçok sorunla karşılaşıldığını ifade etti.

Tüm ülkelerin de bu sorunlardan etkilendiğini ama gerek darbe girişimi gerekse de terör olayları ve Suriye'deki gelişmeler nedeniyle Türkiye'nin daha fazla etkilendiğini dile getiren Ağbal, buna karşın ekonomi yönetimi olarak bu risklere karşı ardı ardına karar paketleri açıkladıklarını ve uygulamaya koyduklarını söyledi.

Bakan Ağbal, bugün itibarıyla gerek ABD gerekse de AB tarafında ileriye yönelik bir belirsizliğin görülmediğine de işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı: "Şu anda piyasalarda oynaklığı oluşturan bütün faktörler aslında yakın vadedeki belirsizlikler üzerinden fiyatlanıyor. En son Fitch'le ilgili karar da açıklandıktan sonra şu anda önümüzdeki 15 gün, 1 ay sonrası için bir belirsizlik faktörü gözükmüyor. Referanduma ilişkin piyasanın fiyatladığı gelişme, referandumdan 'evet' çıkacağı şeklinde, bu çok net gözüküyor. Çünkü piyasa bu tür konularda duyarlıdır. Dolayısıyla, burada artık Türkiye’nin önümüzdeki dönemde referandumun olumlu sonuçlarına bağlı bir siyasi belirginliği artıyor, bu olumlu bir şey.

Ekonomide eylül ayından bu tarafa almış olduğumuz tedbirler etkisini göstermeye başladı. Doğrudur, üçüncü çeyrekte ekonomi bir miktar daraldı ama dördüncü çeyrekte çok yüksek olmasa da ılımlı bir yukarı yönlü eğilimi de görmeye başladık. Özellikle şu son aylarda aldığımız talebi arttıran tedbirler de arka arkaya piyasada etkisini gösterecek.

Referandumun oluşturduğu ortam da piyasada bir canlılık meydana getirecek. İhracat tarafında iyi gidiyoruz. Dolayısıyla 2017'de benim tahminim, referandumun ortaya koyacağı olumlu tablonun ardından çok ciddi anlamda yatırım tarafında da bir artış olacak. Uluslararası yatırım cephesine bakıyorum. Türkiye'ye olan ilgi eksilmeden devam ediyor. Dolayısıyla doğrudan yatırım cephesinde de önümüzdeki günlerde, aylarda olumlu gelişmeler olacak. 2017, 2016'dan çok daha iyi bir yıl olacak inşallah."