İşte Erdoğan'ın ekonomi karnesi

Türkiye'nin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde ekonomide önemli atılımlar gerçekleşti

Türkiye'nin halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde ekonomide önemli atılımlar gerçekleşti. Erdoğan'ın başbakanlık koltuğuna oturduğu 2003'ten bugüne kadar geçen sürede Türkiye, her yıl ortalama yüzde 5 büyüdü. Bu dönemde milli geliri 820 milyar dolara ulaşan Türkiye, dünyanın en büyük 17. ekonomisi oldu.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 3 Kasım 2002 seçimlerinde sandıktan birinci parti çıkan AK Parti'nin Genel Başkanı Erdoğan, anayasa değişikliği ile sona eren siyasi yasaklı döneminin ardından 2003'ün mart ayında 59. Hükümeti kurdu. Aradan geçen 11 yılı aşkın sürede liradan 6 sıfır atılmasından Uluslararası Para Fonuna (IMF) borcun sıfırlanmasına, milli gelirdeki artıştan uzun yıllar boyunca "hayal olarak görülen" yatırımların gerçekleştirilmesine kadar Türkiye ekonomisinde önemli gelişmeler kaydedildi.

Büyümede dünya ikinciliği

Türkiye ekonomisi, Erdoğan'ın başbakanlığında yıllık ortalama yüzde 5 büyüme gösterdi. Ekonomik krizin yaşandığı 2001'de yüzde 5,7 daralan Türkiye, Erdoğan'ın başbakanlık koltuğuna ilk oturduğu 2003'te yüzde 5,3, 2004'te yüzde 9,4, 2005'te yüzde 8,4, 2006'da yüzde 6,9, 2007'de yüzde 4,7 büyüdü.

Küresel krizin etkilerini 2008 sonlarına doğru hissetmeye başlayan Türkiye, söz konusu yılda yüzde 0,7 büyürken, 2009'da ise yüzde 4,8 daraldı. 2009'dan sonra hızla toparlanmaya başlayan ekonomi, 2010'da yüzde 9,2 büyüdü. Avrupa ekonomisinin krizle mücadele ettiği 2011'de Türkiye yüzde 8,8 ile Çin'den sonra en hızlı büyüyen ikinci ülke oldu. Türkiye, 2012 ve 2013'te de sırasıyla yüzde 2,1 ve yüzde 4 büyüme kaydetti.

Milli gelir 3,5 katına çıktı

Son 11 yıllık süreçte Türkiye'nin milli geliri önemli oranda artış gösterdi. 2002 yılında 232 milyar dolar olan Türkiye'nin milli geliri, 2013 sonuna gelindiğinde 820 milyar dolara ulaştı. Bu dönemde kişi başı milli gelir ise 3 bin 492 dolardan 10 bin 782 dolara yükseldi.

En büyük 17. ekonomi

Türkiye, IMF verilerine göre 2013 sonu itibarıyla dünyanın 17'inci, Avrupa'nın da 6'ıncı büyük ekonomisi oldu.

Söz konusu dönemde Türkiye, daha ucuz finansmanla da tanıştı. 2002'de yüzde 65'in üzerinde seyreden Hazine borçlanma faizleri, Gezi Parkı odaklı olaylar öncesinde yüzde 6'lara kadar geriledi, bu yıl ağustos ayı itibariyle ise yüzde 9 seviyelerinde bulunuyor.

IMF'ye borç sıfırlandı

Bu dönemde, IMF ile ilişkilerde de önemli gelişmeler yaşandı. Hükümet, 2008'de, Türkiye'nin ilk olarak 1961'de borç aldığı, 19 stand-by anlaşması yaptığı ve toplamda 56,5 milyar dolarlık borç ilişkisi kurduğu IMF ile yeni stand-by anlaşması yapmama kararı aldı. Türkiye, geçen yıl mayısta kredi borcunun son taksidini ödeyerek Fon'a borcunu sıfırladı.

TL'nin itibarı arttı

Türk Lirası'ndan 6 sıfırın atılması da ekonomide dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçti. Liradan 6 sıfır atılarak önce 2005'te Yeni Türk Lirası (YTL) kullanılmaya başlandı. Türk Lirası'ndaki "yeni" ibaresi de 2009'da kaldırılarak bugünkü paraların kullanılmasının önü açıldı.

Bu dönemde Merkez Bankasının döviz rezervleri de önemli oranda arttı. 2002 sonunda 26,7 milyar dolar olan döviz rezervi, 15 Ağustos 2014 itibarıyla 114 milyar dolara ulaştı. Merkez Bankasının 2002 sonunda 27,7 milyar dolar olan altın dahil rezervleri ise 15 Ağustos 2014 itibarıyla 135,5 milyar dolara çıktı.

Enflasyon ve işsizlikte tek hane dönemi

Ekonominin temel göstergelerinden enflasyon ve işsizlik açısından da 2003-2013 dönemi, daha önceki dönemlerden olumlu anlamda ayrıştı.

Erdoğan'ın göreve geldiği 2003'te yüzde 18,4 olan enflasyon, bir yılda 9,1 puan düşerek yüzde 9,3'e geriledi. Bu yıldan sonra da genelde tek haneli rakamlarda seyreden enflasyonun en düşük olduğu yıl ise yüzde 6,2 ile 2012 olarak kayıtlara geçti. Tüketici enflasyonu, bu yılın temmuz ayı itibarıyla da yüzde 9,32 seviyesinde gerçekleşti.

İşsizlikte de söz konusu dönemde tek haneli rakamlar görüldü. 2003'te yüzde 10,3 seviyesindeki işsizlik oranı, geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 9,7, Mayıs 2014 itibarıyla ise yüzde 8,8 oldu.

İhracat 3, turizm gelirleri 1,5 kat arttı

İhracata dayalı büyüme anlayışının benimsenmesiyle 2002'de 36 milyar dolar olarak gerçekleşen Türkiye'nin ihracatı, 11 yılda 3,2 kat artarak geçen yıl itibarıyla yaklaşık 152 milyar dolara ulaştı. İhracat pazarını çeşitlendiren Türkiye, Afrika, Amerika ve Asya-Pasifik ülkelerine ihracatta önemli aşama kaydetti. Türkiye'nin ihracat yapmadığı ülke kalmadı. Buna karşılık söz konusu dönemde ithalatta da önemli artış görüldü. 2002 yılında 51,5 milyar dolar olan Türkiye'nin ithalatı, 2013 sonu itibarıyla 251,7 milyar dolara yükseldi.

Türkiye, sahip olduğu doğal ve tarihi güzelliklerini bu dönemde daha iyi kullandı. Turizm gelirleri, 11 yıllık süreçte 1,5 kat artarak 32,3 milyar dolara ulaştı.

Yabancı yatırımları

Türkiye, uluslararası yatırımcılar açısından da adeta bir cazibe merkezi haline geldi. Bunun sonucu olarak, uluslararası doğrudan yatırım miktarında önemli artış yaşandı. 2002'de 1,13 milyar dolar olan yıllık uluslararası doğrudan yatırım tutarı, 2013'te 11 katına çıkarak 12,9 milyar dolar oldu.

Söz konusu dönemde 16 bin 500 kilometre bölünmüş yol yapılarak, Türkiye'nin bölünmüş yol uzunluğu 22 bin 600 kilometreye çıkarıldı. 2002'de 6 il duble yolla birbirine bağlı iken, 2013 sonu itibarıyla duble yolla birbirine bağlı il sayısı 74'ü buldu.

Havacılık alanında da önemli atılımların gerçekleştiği Türkiye'de, sivil havacılığın ortalama büyümesi yüzde 16'ları buldu. 2002'de iç hatlarda tek havayolu şirketiyle 2 merkezden 26 noktaya uçulurken, 2013 sonu itibarıyla 7 havayolu şirketiyle 7 merkezden 52 noktaya iç hat, 236 noktaya da dış hat uçuşu yapılır hale geldi.

Havalimanı sayısı 2'ye katlandı

Bu dönemde havalimanı sayısı 2 katına çıktı. 2002'de 26 olan havalimanı sayısı 52'ye yükseldi. Sektörde yaşanan bu gelişme, yolcu sayılarına da yansıdı. Uçakla seyahat eden yolcu sayısı 2002 yılında 36 milyon iken, bu rakam 2013 sonu itibarıyla 150 milyonu aştı.

Türkiye "dev projelerle" tanıştı

Türkiye'de bir çok büyük projeye imza atılırken, bu dönemde Asya ve Avrupa kıtalarını deniz altından birbirine bağlayan, 150 yıllık rüya Marmaray hizmete açıldı. Türkiye'nin ilk kez hızlı trenle tanıştığı bu dönemde Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Eskişehir-Konya YHT hatlarının ardından, geçen ay Erdoğan'ın yaptığı açılışla İstanbul-Ankara hattı da hizmete girdi. Türkiye böylece, 70 yılı bulan bir hayalini daha gerçekleştirdi.

Bu dönemde Ankara, İstanbul ve İzmir'i birbirine bağlayacak otoyol projelerinin yapımına da başlandı.

Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde, İstanbul Boğazı'na yapılacak 3. köprü ile dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul 3. Havalimanı'nın temeli de atıldı. Marmaray'a "kardeş" olacak ve Boğaz'ın altından araçların geçişine imkan verecek Avrasya Tüneli'nin yapımına başlandı.

Savunma sanayinde "milli atak"

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarının yerli imkanlarla karşılanma oranı bu dönemde büyük artış kaydederek, yüzde 25'ten yüzde 60'ın üzerine çıktı.

Aynı dönemde, savunma sanayisinin millileştirilmesi yönünde büyük adımlar atılırken, bu kapsamda milli savaş gemisi (MİLGEM), ATAK helikopteri, Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ), modern piyade tüfeği, milli tank ALTAY, insansız hava aracı ANKA, uzun ve orta menzilli tanksavar füze sistemleri gibi projeler hayata geçirildi.

Savunma ve havacılık sanayi ihracatı, 2003'te 331 milyon dolar olan Türkiye, bu rakamı 2013 sonunda 1 milyar 391 milyon dolara yükseltmeyi başardı.

İnternet abone sayısı 26 kat arttı

Söz konusu dönemde Türkiye'de mobil pazarda büyük gelişmeler yaşandı. Özellikle internet kullanımında önemli artış görüldü. 2002'de toplam 1,3 milyon olan internet abone sayısı, 35 milyona yaklaştı.

Cep telefonu abone sayısında da büyük artış yaşandı ve abone sayısı 23,3 milyondan 70 milyona çıktı.

72 il doğalgaza kavuştu

Erdoğan hükümetleri döneminde Türkiye'de önemli enerji projeleri de hayata geçirildi. Türkiye'nin enerji üretimindeki kurulu gücü 2003'te 35 bin 600 megavat iken, bu rakam 2013'te 64 bin megavata çıktı. 2002 yılında 9 ile doğalgaz verilirken, 2013 sonuna gelindiğinde 72 il doğalgaza kavuşmuş oldu. 9 ile yönelik çalışmalar da sürdürülüyor.

Petrol arama ve üretimi için yapılan yatırım miktarı da söz konusu dönemde 147 milyon dolardan 871 milyon dolara ulaştı. 2003'te 840 milyon dolar olan Türkiye'nin maden ihracatı, 2013'te 5 milyar doları aştı.

Enerjide arz güvenliğini sağlamak amacıyla nükleer enerji yatırımları için somut adımlar da atıldı. Akkuyu ve Sinop'a nükleer güç santralleri yapımına yönelik çalışmalara başlandı.

Turist sayısı, 2003 yılında 16 milyon 302 bin 53 kişi iken, 2013'te bu rakam 39 milyon 226 bin kişi oldu. Turizm gelirleri ise 2003'te 13,8 milyar dolar iken, 2013'te 32,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

2003'te 8 milyon 903 bin 843 olan motorlu kara taşıtı sayısı da 2013'te 17 milyon 939 bin 447'ye çıktı.

Tarımsal ekonomi

Erdoğan hükümetleri döneminde gıda ve tarımda önemli ilerleme kaydedildi. Türkiye tarımsal ekonomik büyüklükte 2002 yılında dünyada 11, Avrupa'da 7. sıradayken, 2013 yılında dünyada 7'inci sıraya, Avrupa'da liderliğe yükseldi.

Türkiye'nin 2002 yılında 4 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracatı, 2013 yılında 17,7 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl gıda maddeleri dış ticareti 5,9 milyar dolar fazla verdi.

Türkiye dünya genelinde tarımsal üretimde 31 üründe, ihracatta ise 21 üründe ilk 5'e girmeyi başardı. 2002'de 161 ülkeye 1.484 tarım ürünü ihraç edilirken, 2013'te 192 ülkeye 1.681 çeşit tarım ürünü ihracatı yapıldı.
Sonraki Haber