Kontrat yenilenecek, gaz fiyatları düşecek

Yenilenme dönemi gelen enerji kontratlarında fiyatın düşeceğini bildiren Enerji Bakanı Berat Albayrak bunun sanayiye de yansıyacağını açıkladı.

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Türkiye olarak biz yeni bir döneme girdik, gaz fiyatları düşüyor, düşüreceğiz. Bu hem hane halkına, hem bütçeye, hem sanayiye yansıtmak istiyoruz” diye konuştu. Cari açığın nedenleri arasında ilk sırada yer alan ve yıllık 50 milyar doları bulan enerji kaleminde, 10 yıl içerisinde net ihracatçı konuma gelebileceğimize dikkat çeken Albayrak, “Kore’ye, Japonya’ya, Almanya’ya, İtalya’ya bakın. Bu ülkelerde zengin doğal kaynaklar yok. Ama büyük enerji şirketleri, oyuncuları çıkarmışlar. O zaman bunun şartlarını sağlamalıyız. Altyapı, tedarik, iyileştirme, sistem genişletilmesi gibi alanlara yoğunlaşmalıyız. Yoğunlaşıyoruz” şeklinde konuştu.

► Doğalgaz arzında sorunlar yaşanınca konutlardan sanayiye kadar her alanda sıkıntı yaşanıyor. Bu sorunların aşılması için attığınız adımları anlatır mısınız?

Türkiye’nin gelişmesine, doğalgaz tüketiminin yaygınlaşmasına, sanayi üretiminin artmasına bağlı olarak, doğalgaz tüketimimiz de atıyor. Yılın ilk pazartesi günü 232 milyon m3 tüketim ile rekor kırıldı. Kış aylarında tüketim artışı yaşanıyor, aynı dönemde sistemdeki basıncın kaynak ülkelerde yaşanan teknik nedenlerden dolayı azalması da eklenince ciddi sıkıntılarla karşılaşıyorduk. Bu sıkıntılardan dolayı, konutlarda, demir- çelik ve çimento fabrikaları gibi yoğun gaz tüketen fabrikalarda kısıntılara gitmek zorunda kalıyorduk.

Hamdolsun o günler artık geride kalıyor. Sadece boru hatları değil, LNG ve depolama kapasitemizi de artırarak arz güvenliğinde oluşabilecek tüm riskleri orta vadede ortadan kaldırmayı hedefleyen bir strateji belirledik. Kapasitemizi, dönemsel verilere göre değil, maksimum tüketim ve alternatif senaryolara göre güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Sistemde oluşabilecek arızalara, yaşanabilecek her tülü riske hazırlıklı bir altyapı sahibi olmamız gerekiyor.

GÜNLÜK 300 MİLYON M3 GAZ KAPASİTESİ HEDEFLİYORUZ

Atacağımız adımları belirledik. Tüm depolarımızda ve LNG terminallerimizde kapasite artışı hedefl edik. Bunun yanında 6 ay gibi rekor bir sürede, ilk yüzer LNG terminalini hizmete aldık. 2015 yılında LNG’den sisteme sağlanan günlük 34 milyon m3 olan günlük sisteme basma kapasitemizi 64 milyon m3’e çıkardık. Bu kapasite artışı, çok sert kış mevsimi yaşadığımız bu yıl bizim rekor tüketim taleplerini karşılamada elimizi güçlendirdi. Yetiniyor muyuz?

Yetinmiyoruz. Seneye kış ayına kadar kapasitemizi; inşallah iki tane LNG terminalinde kapasite genişletilmesi ve ikinci FSRU’nun da devreye girmesiyle 107 milyon m3’e çıkarıyoruz. Kış aylarında günlük 200-250 milyon m3 tüketim gerçekleştiren bir ülke olarak, sisteme günlük en az 300 milyon m3 gaz sağlama kapasitesine erişmeyi hedefliyoruz. Bırakın aşırı soğuktan kaynaklanan yoğun tüketimi, Allah korusun, kaza, doğal afet, yada teknik problem olduğunda dahi vatandaşımıza, sanayicimize ihtiyaç duyduğu gazı eksiksiz, sorunsuz sağlamak istiyoruz.

► LNG ve FSRU dışında farklı adımlar da var mı?

Geçen sene Meclis'ten geçirdiğimiz düzenleme ile asgari yüzde 20 depolama şartı getirdik. Yılda 50 milyar metreküp gaz tüketiyoruz. Yüzde 20’si kadar yani 10 milyar m3 depolama kapasitesine sahip olalım. Bu alan, yüksek maliyetleri ve gerektirdiği çok yüksek mühendislik nedeniyle oldukça zor bir alan. Ancak biz tüm projeksiyonlarımızı yaptık. İşte Tuz Gölü depolama projesi. Açılışını gerçekleştirdik. 2000’lerin başından beri yaklaşık 15 yılın konusuydu. Bakan olduktan sonra ilk yoğunlaştığımız proje, arz güvenliği öncelikli stratejimiz çerçevesinde Tuz Gölü oldu. Müteahhitlerle oturduk konuştuk, bu süreyi çok ciddi bir şekilde erkene çektik. 2019’dan 2017’ye. Çünkü artık bizim bir kış bir kış daha bu gaz endişesini yaşama lüksümüz yoktu. Bu son kışımız. Allah’ın izniyle seneyi, artık herhangi bir olağandışı bir olay olmadıktan sonra gazda arz noktasında en ufak bir kaygı, endişe taşımadan geçireceğiz.

► Tuz Gölü dışında başka bir alternatif proje olacak mı?

Cumhurbaşkanımız açıkladı. Şimdi bunu daha ileri taşıyoruz. Toplamda 5,4 milyar m3’e çıkaracağız. Bu, bu alanda dünyada bir rekor düzey olacak. Türkiye’nin kışın günlük tükettiği gazın 3’te 1’i kadar gazı sisteme verebilecek. Silivri’deki 2.3 milyar m3 depolama kapasitesini de 5 milyar m3’e taşıyarak, Türkiye’de düne kadar yüzde 4, yüzde 5 olan depolamayı hedefl ediğimiz yüzde 20 düzeyine inşallah çıkartacağız. Bu, şu demek: yıllık 50 milyar metreküp gaz tüketen, özellikle kış aylarında çok yoğun tüketen bir ülke olarak sadece depolama noktasında asgari yeterliliği sağlamayacağız, günlük sisteme basma kapasitesini de bu manada da 300 milyonlara, 400 milyonlara çıkaracak bir kapasiteye ulaşacağız.

MİLLİ RÜZGAR-GÜNEŞ PANELİ VE TÜRBİNLERİ SİSTEME SOKACAĞIZ

► Yenilebilir enerjide hedef nedir?

2016 yılında elektrik üretiminde, yerli kaynakların oranını iktidarımız dönemindeki en yüksek seviyeye, yüzde 49.3’e çıktı.

Yerli kömür, hidroelektrik santraller, güneş, rüzgar, tüm bu yerel kaynaklardan üretilen enerji toplam üretimimizin içerisinde yüzde 49,3’e çıktı. İnşallah 2020’lerde, enerjimizin 3’te 2’sini yerli kaynaklarımızdan sağlamayı hedefliyoruz. 2017’de ise elektrik üretimimizde yerli kaynaklarımızın payı, yüzde 50’yi geçecek inşallah.

Yerli kömür, güneş ve rüzgarda da en az 5’er bin megavat civarı bir yatırımla biz 2023’e kadar 15 bin megavat sisteme yerli kaynaklara dayalı santrali devreye alacağız. Kömürde yeni süreci başlattık. Önümüzdeki hafta inşallah güneşte, YEKA modeli dediğimiz bin megavatlık Karapınar projesinin süreci başlayacak. İnşallah yaz bitmeden de bin megavat RES’te ihaleyi gerçekleştireceğiz.

Ayrıca yenilenebilir enerjide yerli üretim, Ar-Ge, yerli mühendislikle Türkiye’de üretimin de önünü açacak sürecin inşallah adımını atacağız. Orada da hedef, 2020’ye kadar Türkiye’nin yerli, milli, Türkiye’de üretilen rüzgar ve güneş panel ve türbinlerini inşallah sisteme dahil etmek. Yerli üretimi sağlayacak bu model ile hedefimiz maliyetleri de düşürmek. Ve göreceksiniz, bugün 13,3 cent alım garantisi verirken, yenilenebilir enerjide fiyatlar çok önemli oranda düşecek.

Türkiye’nin maden rezervlerini tam olarak biliyor muyuz?

Türkiye’nin havadan görüntüleme ile jeofizik, karadan toprak numunelerinin incelenmesi ile jeokimya haritalarını çıkarıyoruz. Türkiye, Avrupa’nın on yıllar önce bitirdiği bu haritalarda çok geride. Şu ana kadar Türkiye’de bu oranlar yüzde 30. Hedef, inşallah 2020’lerin Türkiye’sinde Türkiye haritasının tamamının röntgenini, MR’ını, tomografisini çekmek. Aramacılık biraz matematik ve istatistik ile ilgili. Siz daha çok aradığınızda daha çok bulursunuz. Madencilik alanında da güçlü hedeflerimiz ve bu yönde stratejilerimiz var. MTA’da ve MİGEM’de yeniden yapılanmaya gittik, yeni bir yönetim, hakikaten çok istekli dinamik bir ekip var.

UMREK ve Karot Bankası adımı attık. Mesela geçen hafta sektör uzmanları, yurt dışından gelen uluslararası akademisyenler, Kanada, Avustralya’dan profesyonellerle bir çalıştay da yapıldı, çok başarılı geçti, çok önemliydi. Ne demek bu? Uluslararası madende raporlama sistemleri dediğimiz bir Türkiye sistemi getirdik. Türkiye’deki tüm madencilik ve aramacılık alanında ortaya konulan her bir bilgiyi uluslararası bir standarda çekiyoruz.

ENERJİ SEKTÖRÜ ULUSLARARASI RAPORLAMA SİSTEMİNE GEÇECEK

► Şu anda madencilik sektörünün yüzde 2’sini, 3’ünü finansmandan faydalandırabiliyoruz. Neden?

Uluslararası standartlarda raporlama istiyor finans kuruluşları. Bunu da sağlayamıyor maden sektörü firmalarımız ya da yurt dışından bu raporları almak zorunda kalıyor. İşte bu uluslararası standartlarda raporlamayı sağlayacak kurum ile madencilik sektörünün büyümesinde en önemli kaldıraç olan finansal kaynaklardan faydalanmayı sağlayacağız. Bu raporlama sistemini getirerek sektörün kredibilitesini, finanse edebilirliğini, uluslararası sertifikasyon ve yatırımcıların ilgisini çekme, bunu getiriyoruz.

Bir de Karot Bankasıyla da tüm Türkiye genelinde yapılan herhangi bir sondaj sonucunu ve numunesini arşivliyoruz. Böylece bir yerde bir sondaj yapmadan önce orada daha önce yapılan sondajlarla yer altında hangi zenginliğin olduğu bilinecek. Kıymetli madenler, nadir bulunan elementler, bilmediğimiz o kadar çok yeraltı zenginliğimiz var ki. Bunlarla ilgili araştırma, bulduktan sonra inceleme, raporlama ve bir kısım madenlerin Türkiye’de ayıklanması, rafine edilmesi noktasındaki süreçleri de başlattık. 10 milyar dolar seviyesinde maden ithalatı yapıyoruz. Bu stratejiler ile ekonomik anlamda Türkiye noktasında çok önemli bir dönüşüm sürecini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

► Doğu Akdeniz gazında son durum nedir?

Her iki taraf için kazan-kazan bir proje olacaksa, bölgesel arz güvenliğine faydası varsa ve bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlıyorsa projenin bir parçası oluruz. Bu kriterler çerçevesinde olumlu bakıyoruz. Bölgenin huzuruna da, istikrarına da katkı yapacak bir iklim üzerine görüşmeleri yürütelim dedik. Nitekim, iki koldan görüşmeler, çalışmalar devam ediyor. Süreç iki açıdan önemli. Doğu Akdeniz gazının Türkiye’ye veya Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması bölgesel arz güvenliğine katkı sağlayacak. Doğalgaz arz güvenliğinde önemli bir alternatif ortaya koyacak. İkincisi ise özellikle Gazze’de insani şartların iyileştirilmesi için, Gazze’yle alakalı somut ve kalıcı projelerin gerçekleşmesine imkan sağlayacak.

Kritik konulardan bir tanesi de, ticari unsurlar olduğunu görmemiz lazım, yani fiyat. Türkiye olarak biz yeni bir döneme girdik, gaz fiyatları düşüyor, düşüreceğiz. Bu hem hane halkına, hem bütçeye, hem sanayiye yansıtmak istiyoruz. Ticaret yaptığımız bazı ülkelerle bunu bir noktaya getirdik. Yeni maliyet düşüşlerini içerebilecek çok kritik bir döneme giriyoruz.

Albayrak: Bir bakmışsınız enerji ihracatçısı olmuşuz

Boru hatları Türkiye’ye ne kazandırır?

Boru hatları konusunda çevremizdeki tüm olası işbirliklerini değerlendiriyoruz. Bölgemizin en yoğun enerji ithal eden ülkesiyiz. Son 10 yılda ithalatımız maden ithalatı ile birlikte yaklaşık 500 milyar dolar. Bu kadar bağımlı bir ülkeyken, bu kadar büyük ithalat yapan bir ülkeden, bir de bakmışsınız Türkiye 10 sene sonra enerji ihraç eden bir ülke olmuş. Bunun için, sadece doğal kaynak noktasında rezervinizin olması gerekmiyor. Bunu başaran, doğal enerji rezervi olmayan ülkeler var. Kore’ye, Japonya’ya, Almanya’ya İtalya’ya bakın. Bu ülkelerde zengin doğal kaynaklar yok. Ama büyük enerji şirketleri, oyuncuları çıkarmış. O zaman bunun şartlarını sağlamalıyız.

1 milyon metre sodaj hedefi

Kömürde de yerli kaynaklara dikkat çekiyorsunuz. O kadar yüksek ve kaliteli rezervlerimiz var mı?

Yakın zamanda hep Afşin-Elbistan soruluyordu. Afşin-Elbistan’da bin 100 kalorilik, 3-4 milyar ton rezervden bahsediyoruz. Eski Türkiye şartları açısından bu çok önemli bir kaynaktı. Son yıllarda biz çok ciddi kömür rezervleri bulduk ve kalori değerleri 2 bin ile 3 bin 500 arasında değişiyor. Daha da buluyoruz. Bunun da en büyük sebebi ne biliyor musunuz? Arama faaliyetlerine MTA ve MİGEM ile hız verdik. 2002’de AK Parti gelene kadar yılda 30 bin küsur metre sondaj yapan bir kurumdu MTA. AK Parti dönemlerinde bakanlarımız bunu 300 bin metrelere çıkardı. Şimdi 1 milyon metre hedefi koyduk, ihaleleri yapıldı. Önümüzdeki yılları takiben, artık bunu kamu özel toplam 5-6 milyon metrelere çıkaracağız. Dünyada madencilik anlamında en gelişmiş iki ülke, Avustralya, Kanada. Bu ülkeler öncü ve yılda 6-10 milyon metre sondaj yapıyor. Yerinizin altında, üstünde ne zenginliğiniz, ne tür kıymetleriniz var bilmeniz lazım, sondajlarla bunu keşfediyorsunuz.

KUR ARTIŞI İLE UZAKDOĞU'DAN GELEN YATIRIMLAR ARTTI

Enerji ve madencilik alanında FETÖ bağlantılı yapılanmada yeni gelişmeler var mı?

Madencilik alanında çok önemli tespitlerimiz oldu. Bu alan FETÖ’nün önemli yatırım yaptığı alanlardan biri. Kamuoyunca bilinen bazı firmaları vardı. Bunlardan biri çalıştığı firmalar özelinde başkalarına devrettiği ruhsatları, son dönemde yurtdışında kurulan şirketlere, “yabancılar maden ruhsatı alıyor” kamuflajı ile arkasında yurtdışında paralellerin olduğu şirketlere satışı nı yakaladık, bunların hepsini durdurduk.

Kaynak:Dünya
Sonraki Haber