Mehmet Şimşek: Zorunlu trafik sigortası primlerinde gerekirse hazinenin yetkisini kullanırız

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek zorunlu rafik sigortası primleri ile ilgili tartışmalara son noktayı koydu. Prim artışının durduğunu, aşağı doğru bir eğilim başladığını ifade eden Şimşek, sektörü uyararak ''Yeni düzenlemeleri fiyatlara yansıtmazlarsa hazinenin yetkilerini kullanırız'' dedi.

Şimşek, TRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI PRİMLERİ

Zorunlu trafik sigortalarına ilişkin düzenlemenin ardından primlerin makul bir düzeye gelip gelmeyeceğinin sorulması üzerine Şimşek, 2011'de itibaren birtakım yargı kararları nedeniyle sektörde sorunlar yaşandığını, şirketlerin zarar etmesinden dolayı primlerin yükseldiğini anımsattı.

Nisan ayının sonuna doğru Meclis'ten bir düzenleme çıkardıklarını ve sistemde öngörülebilirliği artırdıklarını belirten Şimşek, şöyle konuştu:

"Vatandaşımız haklı olarak 'bu düzenlemeyi yaptınız hani nerede, primler düşsün' diyor, haklılar. Sektörle de biz bu düzenlemeler öncesi epey çalıştık. Dedik ki 'bakın biz bu düzenlemeleri yapıyoruz, öngörülebilirliği artırıyoruz. Siz bunu hızlı bir şekilde tekrar fiyatlayın, daha düşük prim olarak vatandaşımıza hizmet vermeye devam edin'. Daha bu uygulama başlayalı bir ay oldu, henüz sonuçlarını görmek için biraz erken olmakla birlikte, ben özellikle takip ediyorum, primlerde düşüş eğilimi başladı, fakat esas önümüzdeki aylarda bu çok belirgin hale gelecek."

Prim artışının durduğunu, aşağı doğru bir eğilim başladığını ifade eden Şimşek, "Biz sistemi de takip edeceğiz. Buradan da sektörü uyarıyorum, sektör yeni düzenlemeleri fiyatlara mutlaka yansıtması lazım. Yansıtmazlarsa ne olur? Ben olacağına inanıyorum ama olmazsa Hazine'nin bu yönde var olan yetkilerini kullanırız." dedi.

ŞİMŞEK FED KARARINI DEĞERLENDİRDİ

Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz kararının nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Şimşek, dünya ekonomisinin düşük büyüme ve düşük enflasyon tuzağına girdiğini, bunun önemli bir sorun olduğunu söyledi.

Bu yılın başında Çin ekonomisinde sert bir yavaşlama riskinin piyasaları altüst ettiğini, özellikle emtia fiyatlarını olumsuz etkilediğini anlatan Şimşek, bunun da gelişmekte olan ülkelere olumsuz yansıdığını belirtti. IMF, OECD tahminlerine bakıldığında büyümenin küresel kriz öncesine göre düşük seyredeceğinin ortaya konulduğunu anlatan Şimşek, enflasyonun da birçok gelişmiş ülkede sıfır veya eksi olduğunu kaydetti. Şimşek, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bu iki unsuru bir araya getirdiğiniz zaman Fed'in daha önceden öngörülen çerçevede faiz artışına gidemeyebileceği hususu söz konusu. Tabii bu olumlu bizim açımızdan. Türkiye cari açığı olan bir ülke, yani dış kaynağa ihtiyacı olan, tasarrufları düşük bir ülke. Dolayısıyla Türkiye'nin yatırım yapası, daha güçlü bir şekilde büyümesi, dış kaynağa ihtiyaç duyduğumuz için küresel faiz oranlarının düşük olması Türkiye'nin lehine ama tek başına bu yeterli değil. Risk iştahı da çok önemli. Yani gelişmekte olan ülkelere fon akışının olması tabii ki çok önemli. Bu açıdan bakıldığında dünkü Fed'in kararı ve sonra yapılan açıklamada bir sürpriz yok aslında. Piyasaların beklentileri doğrultusunda. Yeni bir şey yok, dolayısıyla o anlamda çok güçlü bir tepki de söz konusu değil."

İNGİLTERE'DEKİ REFERANDUMUN ETKİLERİ

Bununla İngiltere'deki referandumun ilişkilendirilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Şimşek, "Referandumla ilişkilendirilmesi kısmen siyasi, o referandum sonucunu kısmen etkilemeye yöneliktir muhtemelen diye düşünüyorum." dedi.

Şimşek, İngiltere'den Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma yönünde bir karar çıkması halinde bunun Avrupa'nın geleceğine ilişkin birtakım spekülasyonlar anlamında etkili olacağını ancak esas belirleyici olanın düşük büyüme ve düşük enflasyon olduğunu kaydetti.

İngiltere'de referandumdan nasıl bir karar beklediğinin sorulması üzerine Şimşek, tahmin edilmesinin zor bir sonuç olduğunu, bunun bir miktar katılıma bağlı olacağını ifade etti.

İngiltere'deki gençlerin AB'de kalınmasını desteklediğini, yaşlıların ise AB'den çıkma taraftarı olduğunu anlatan Şimşek, "AB'nin bundan sonraki yönüne ilişkin de belirleyici olacak. Bizim açımızdan da aslında önemli. Çünkü İngiltere, Avrupa'nın daha çok ekonomik bir birliktelik olmasından yana. Yani Birleşik Avrupa devletlerine doğru gidişi tercih etmeyen ülkeler grubunda ve güçlü bir ülke. Resim karmaşık. Fakat çıkışın Avrupa ve Türkiye üzerinde uzun vadede birtakım etkileri olabilir." şeklinde konuştu.

Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) otomatik katılım konusundaki soruya, "Ekonomik Koordinasyon Kuruluna (EKK) geldi, tartışıldı yani genel çerçeve üzerinde bir mutabakat var ama bazı hususların üzerinde ilave çalışma gerekiyor." yanıtını verdi.

ŞİMŞEK ÇOK CİDDİ FON AKIŞI LAZIM

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Genel makroya baktığınız zaman Türkiye'ye çok ciddi fon akışı olması lazım. Fakat gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahı eskisi gibi değil. Gelişmekte olan ülkeler eskinden olduğu gibi fon akışı anlamında cazip görülmüyor." dedi.

Türkiye'nin makroekonomik temellerinin sağlam olduğunu ve iyileşmeye devam ettiğini dile getiren Şimşek, ancak Türkiye algısının makroekonomik çerçevenin dışına taştığını, algıyı Ortadoğu'daki jeopolitik gerginliklerin, terörün, Avrupa Birliği, ABD, Rusya ile ilişkilerin etkilediğini söyledi.

Şimşek, Türkiye ekonomisine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Büyük resme baktığınız zaman Türkiye büyüyor, istihdam sağlıyor, bütçe dengeleri iyi, cari açıkta bir miktar iyileşme var, enflasyonda aşağı doğru bir trend var. Genel makroya baktığınız zaman Türkiye'ye çok ciddi fon akışı olması lazım. Fakat gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahı eskisi gibi değil. Gelişmekte olan ülkeler eskinden olduğu gibi fon akışı anlamında cazip görülmüyor. Küresel fonlar Almanya, İsviçre, Amerika ve Japonya'ya gidiyor. Halbuki buralarda faiz sıfır, sırf güvende olmak için buralara gidiyorlar. Dünyada belirsizlik var, küresel krizin artçı şokları var. Ne yapıyorlar? Paralarını Almanya'ya park ediyorlar ve 'alın size para, istiyorsanız üzerine bir miktar da para verelim saklamanız için' diyorlar. Eksi faiz dediğimiz şey bu.

Ortadoğu'daki gelişmeler olmasa, terör yeniden nüksetmese, genel anlamda Türkiye'nin algısı Batı'da eskisi gibi iyi olsaydı Türkiye'ye çok ciddi fon akışı gelebilirdi. Her şeye rağmen orta ve uzun vadede Türkiye'nin temelleri sağlam olduğu için ilginin artacağını düşünüyorum. Ama yapısal reformlarımızı güçlü şekilde uygulamaya devam etmemiz lazım."

Türkiye'nin doğru yolda olduğunu ve önemli bir potansiyeli bulunduğunu vurgulayan Şimşek, "Maalesef çevre bizi aşağı çekiyor. Terör Türkiye'nin başına sarılmış büyük bir bela, Türkiye'yi aşağı çekiyor, algısını olumsuz etkiliyor. Reformlar, terörle mücadelede başarı sağlanması, çevremizin bir miktar istikrar ve refaha kavuşması Türkiye'yi olumlu etkiler." dedi.

TURKUVAZ KART

Şimşek, Turkuaz Kart'a ilişkin soru üzerine, dünyadaki nitelikli insanları Türkiye'ye çekmek için bir sistem geliştirdiklerini söyledi.

Türkiye'ye yatırım yapanlara kolay oturma izni, daha sonra da vatandaşlık verilmesini sağladıklarını anlatan Şimşek, "Yatırımcılar, beyin göçüyle gelen insanlar Türkiye’ye yük olmazlar, Türkiye'nin yükünü alırlar.
Turkuaz Kart doğru bir adımdır, gecikmiş bir adımdır. İnanıyorum ki Türkiye'ye çok büyük faydası olacaktır. Bir çok ülke yapıyor." diye konuştu.

KIDEM TAZMİNATI

Bir soru üzerine, kıdem tazminatı sisteminin çalışmadığını ifade eden Şimşek, "Ama genel anlamda baktığımızda bugüne kadar çalışma hayatına ilişkin işçinin aleyhine bir düzenleme olmadı, dolayısıyla karşı çıkışları anlamak zor. Hep işçinin yanında olduk ama çalışmayan sistemin de düzeltilmesi, sorun çözülmesi bu hükümetin işi. Bu sorunları çözerken dünyadaki doğru ve en iyi uygulamalara referans olması lazım, onları baz ve ilham almamız lazım." şeklinde konuştu.

Reformların süreklilik gerektirdiğini, Türkiye'nin yakın dönemde coğrafyasından ve iç siyasetten dolayı zor bir dönemden geçtiğini, bu durumun da reform momentumunu etkilediğine değinen Şimşek, "Şimdi tekrar güçlü bir hükümet var, parlamentoda rahat bir çoğunluk var, önümüzde 3,5 yıllık bir dönem var, çok kapsamlı bir reform ve yol haritamız var. Bu reformları uygulayarak, Türkiye'yi yüksek gelir grubu ülkeler arasında sokacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Şimşek, yatırımların düştüğünü, bu önemli sorunun çözülmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Aslında 2008 sonrasında yatırımlar bir türlü toparlanamadı bu bir gerçek. 2002-2007 döneminde yatırımlar katlandı. Dünyada birçok sektörde aşırı kapasite var, karlılıklar düşüyor. Yatırım yapılması için karlı olması lazım. Dünyada talep zayıf, bir belirsizlik var. Dolayısıyla yatırım yapmak risk almaktır, önünüzü görmeniz lazım, belirsizliklerin azalması lazım ve karlı olması lazım. Bütün bu faktörler yatırımları olumsuz etkiliyor. Biz bunu nasıl aşacağız? Şu anda orta yüksek teknoloji ürünleri güçlü şekilde nasıl daha fazla teşvik ederiz diye çalışıyoruz. Aslında yatırımcı bizden önündeki engelleri kaldırmamızı istiyor. Damga Vergisinde çok önemli düzenlemeler yapıyor Maliye Bakanlığımız. Birçok diğer alanda da öngörülebilirliği artıracak, yatırım üzerindeki yükleri azalatacak ve önünü açacak düzenlemeler yapıyoruz... Bu dönemde Türkiye'yi farklılaştırmak için ve pozitif yönde dünyadan ayrışması gereken her şeyi yapıyoruz, yapacağız. İnanıyorum ki Türkiye, geçmişte olduğu gibi bir cazibe merkezi haline gelecek."

Sonraki Haber