Reklamverenler’den Anadolu açılımı

Ekonomide yakalanan olumlu hava ile birlikte reklam harcamalarının 2013 sonunda 5,5 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.

Reklamverenler’den Anadolu açılımı

Söz konusu yatırımların yüzde 80’ini Reklamverenler Derneği (RVD) üyesi 105 şirket ve markalarının reklamlarından oluşması Anadolu’daki reklam algısının zayıf kaldığını gösteriyor. Reklamverenler Derneği Başkanı Ahmet Pura, bu tabloda dernek olarak Anadolu’ya yeteri kadar eğilememelerinin payı olduğunu belirterek, yeni bir açılımın ipuçlarını verdi. Buna göre Anadolu’da çeşitli toplantı ve sempozyum gibi etkinlikler düzenlenecek.

RVD’ye üye olmak isteyenlerin işlemleri bu vesileyle bulundukları şehirde adreslerinde yapılacak. Ticaret sanayi odaları, valilikler, belediyelerin yanı sıra TÜSİAD, TUSKON ve MÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarının Anadolu ayağı ile diyaloglar geliştirilecek. Anadolu’da çok sayıda firmayı üye yapma hedefi ile kolları sıvadığını belirten Pura, “Bizim dernek olarak özeleştirimiz olsun.

Anadolu’nun en ücra köşesinde bile reklamveren olabilecek şirketlere dokunacak, bunun içinde olmamız lazım. Çünkü biz Türkiye’yi dünyaya açalım diye bir söz vermiştik göreve gelirken. Dünyaya açıldık ama Anadolu’ya daha açılamadık. Bu da programda sözüm olsun, bundan sonraki hedefte Anadolu var.” ifadelerini kullandı.

Reklam harcamalarının yarısı televizyon mecraında kullanılıyor. TİAK AŞ’nin yeni reyting ölçümlemesinin sağlıklı ve güvenilir olduğunu, geçmişteki gibi deneklerin satın alınmasına ya da farklı suistimallere müsamaha göstermeyen bir sistem kurulduğunu kaydeden RVD Başkanı Ahmet Pura, ancak gazete ve dergilerin yer aldığı basın mecraında dünyada ölçümlenemeyen tek reklam sektörünün Türkiye’de olduğunu söyledi.

Bazı medya gruplarının tiraj denetimi konusunda mütereddit davrandığını, bu durumun reklamvereni endişenlendirecek boyutlara geldiğini vurgulayan Pura, “Dünya Reklamverenler Federasyonu (WFA)’nun uyguladıkları bir kurul var. O kurulda sorumlu reklamcılık ile sorumlu pazarlamayı tartışıyorlar. Bizim ülkemizde de sorumlu yayıncılık tartışılsın, bir komite oluşsun. Tüm mecralar ölçümlemede tek bağımsız bir çatı altında buluşursa daha pratik ve güvenilir bir yöntem oluşacak. Bu yapılanma içerisinde netleşme çabası oluştu, fakat bir türlü bir araya gelinemiyor.

Taraflarla konuştuğumuzda hep iyi niyetlerini bildiriyorlar fakat bir türlü aynı masaya oturup sonuca varamıyoruz.” şeklinde konuştu. Bunun için devlet desteğine ihtiyaç olduğunu kaydeden Pura, Tüketici Kanunu’nda değişiklik öngören tasarıda Reklam Konseyi’ne zemin teşkil edecek maddelerin yer aldığını söyledi. Konsey 60 kişiden oluşacak, senede 3 defa toplanacak. Skyturk360 TV’de Üç Nokta programına konuk olan Pura, reklam sektörünün reklam borsası olarak düşünülmemesi gerektiğine dikkat çekti. “Günlük kısır çekişmelerden arınıp kısırlaştırmayı bir neden haline getirmeyelim.” diyen Pura, her ortamda bu pazarın 5 milyar doları çok çabuk bulacağını hatta 10 milyar dolar potansiyelinin de bulunduğunu belirtti.

İki bakanlığın, bir ürünün reklamı konusunda ayrı fikir ve yönetmelik sahibi olabildiğini ve bunun süratle ortadan kalkması gerektiğini belirten Pura, reklamverenin bütün sonuçları irdelemek zorunda olmadığını söyledi ve ekledi: “Siz Kars’ta peynir markası olmak isteyen peynir üreticisine ‘hukuk departmanın olsun, ona danış da reklam yap’ diyemezsiniz. Reklamveren nasıl kabul edebilir ki, iki ayrı bakanlığın aynı dosya hakkında farklı düşünmesini. Reklam pazarı lokomotifi olacaksa daha formata uygun kararname ve yönetmeliği olsun.”