Şimşek`ten çarpıcı açıklamalar!

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Ortalık toz duman diyebilirsiniz ki şu anda kimse pek bardağın dolu kısmına bakmaz, zaten reformlar orta ve uzun vadede etkisini gösteriyor." dedi.

Şimşek`ten çarpıcı açıklamalar!

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Ekonomide 2016’yı değerlendiren Şimşek, “2016 çok zor bir yıldı. Ona rağmen Türkiye büyük bir direnç gösterdi” diye konuştu.

Dünya ekonomisine bakıldığında, büyümenin neredeyse yüzde 3’ün altına düştüğü, küresel ticaretin yüzde 1,7’ler civarına indiği bir dönemden bahsedildiğini dile getiren Şimşek, “2016 başına piyasalara büyük bir volatilite ile başladık, çünkü küresel faiz patikasının çok farklılaşacağı, emtia fiyatlarının çöktüğü, böyle bir dönemde başladık. Şimdi düşünüyorum, 2017 bundan daha kötü olabilir mi?” şeklinde konuştu.

'ORTALIK TOZ DUMAN...'

Şimşek, olumlu hususlara bakıldığında Rusya ile normalleşme sürecinin olduğunu, yılın ikinci yarısında reformlarda hız kazandıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Ortalık toz duman diyebilirsiniz ki şu anda kimse pek bardağın dolu kısmına bakmaz, zaten reformlar orta ve uzun vadede etkisini gösteriyor. Ama bardağı doldurabilmek önemli. Çünkü anlatılabilecek bir hikaye olacak. Sonuçta fon akışı, Türkiye’de yatırımlar, Türkiye’ye dışarıdan yatırımlar bir hikayenin ürünüdür. Bir hikayenizin olması lazım.” Yılın son çeyreğine bakıldığında kapasite kullanım oranında ve kredi hacminde hafif bir kıpırdanma olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Reel sektöre yönelik açıkladığımız tedbirler ki özellikle kredi boyutu çok önemlidir, onlar muhtemelen önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde olmasa bile, ikinci çeyreğinde kendini güçlü bir şekilde hissettirir” dedi.

Gelecek yıl ilk çeyrekte anayasa değişikliğinin bir miktar gündem maddesi oluşturacağını dile getiren Şimşek, “Yarattığı tartışmalar, gürültü veya belirsizlik, bir miktar etkili olabilir ama ben inanıyorum ki sonrasında Türkiye ekonomisi ciddi bir toparlanmaya girebilir” şeklinde konuştu. Türk Lirası’ndaki değer kaybına ilişkin soru üzerine Şimşek, sorunların yapısal olduğunu, bunun da yapısal çözümler gerektirdiğini söyledi. Şimşek, şu değerlendirmede bulundu: “Enflasyonu gecikmeli de olsa bir miktar yukarı doğru etkiler. Cari açığı muhtemelen bir miktar sınırlar bu da bir gerçek.”

NOTU YÜKSELTMEK ŞARTLARA BAĞLI

Yabancıların Türkiye algısı ve 16 Aralık haftasındaki tahvil piyasalarına giriş yapmalarına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, Türkiye’nin yurt dışındaki algısının arzuladıkları çerçevede olmadığını söyledi. Türkiye’ye dair algının birkaç yıldır kendi gerçekliğinin çok ötesinde olumsuz olduğunu ifade eden Şimşek, “Türkiye’nin her şeye rağmen gösterdiği direnç, temellerinin sağlam olduğunu gösteriyor. Çok boyutlu temeller sağlam. Bir milletin, tankları durdurup bir darbe girişimini engellemesi demokrasi, Türkiye’nin geleceği anlamında inanılmaz umut verici bir gelişme” diye konuştu. Türkiye’nin kredi notunda düşüşler yaşandığının hatırlatılarak 2017’de bu konuda tersine bir hareket bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine Şimşek, bunun mümkün ama bir miktar şartlara bağlı olduğunu ifade etti.

CİDDİ FON İHTİYACI OLAN BİR ÜLKEYİZ

Kısa vadede likidite riskini yönetmeyle ilgili çok ciddi destekler bulunduğunu belirten ve sermaye giriş-çıkışlarına kısıtlama getirileceği iddialarına değinen Şimşek şu ifadeleri kullandı: “Biz, küresel ekonominin önemli bir bileşeniyiz. Ciddi fon ihtiyacı olan bir ülkeyiz ve biz çok iyi biliyoruz ki küresel piyasa ekonomisi normlarına uyarak ancak bu sorunları aşarız. AB’ye entegrasyonu devam ettirerek bu sorunları aşarız ve böylece risk primini düşük düzeyde tutarız. Türkiye, korumacılığın en gözde olduğu bir dönemde AB ile Gümrük Birliğini içine hizmetleri, tarımı ve kamu alımlarını içine alacak şekilde genişletme çabasında, Körfez ile STA imzalama peşinde. Hiçbir şekilde ne içeriye ne dışarıya yönelik piyasa normlarının dışında herhangi bir konu şu anda hayal etmiyoruz.”

‘AB ÜYELİĞİNİN ÖNÜNÜ AÇIYORLAR’

Mehmet Şimşek, Türkiye’nin, AB ile çok uzun süreli bir ilişkisi olduğunu ve istenilen hızda gitmemesi nedeniyle kızgınlık ve kırgınlığı zaman zaman ifade ettiklerini kaydetti. Buna karşın AB’nin oy birliği ile Türkiye ile olan Gümrük Birliği Anlaşması’nın kapsamını genişletme kararı aldığını hatırlatan Şimşek, “Bizim eskiden parçası olmak istediğimiz AB’nin tam üyeliğinin önünü açıyorlar” dedi.

RİSKLER 2017’YE TAŞINDI

Belirsizliklerin ve risklerin yüksek olduğu 2016’nın herkes için zorlu geçtiğini ifade eden Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, 2016’nın hem küresel ekonomi hem de Türkiye ekonomisi için hassas bir süreç, 15 Temmuz’da karşı karşıya kalınan darbe girişimi ve Orta Doğu’da yaşanan çatışmaların etkisiyle artan terör tehdidi gibi ciddi sosyopolitik sorunlarla da mücadele edilen bir yıl olduğunu söyledi.

Odeabank Genel Müdürü Özkaya, 2016’da gelişmiş ekonomilerde yaşanan politik gelişmelerin etkisiyle küresel ekonomide önemli değişimlerin gözlenebileceği bir yıla girildiğini ifade ederek, “Bu değişimler şüphesiz ki 2017 yılında belirsizliklerin yükselmesine neden olabilir. Önce İngiltere’nin AB’den ayrılması, sonrasında ise ABD’deki başkanlık seçimlerinin dünya siyasetinde ve küresel ekonomide bazı değişikliklere neden olabileceği öngörülüyor. Bu değişimlerle korumacı politikaların artabileceğine yönelik kaygılar dünya finansal piyasalarında risk iştahını zayıflatırken, küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü riskleri artırıyor. Özellikle ABD’deki yeni ekonomi yönetiminin Fed’in para politikası duruşunda yol açabileceği değişiklikler dünya piyasalarını tedirgin edebilir” değerlendirmesinde bulundu.

EN ÇOK TL DEĞER KAYBETTİ

Destek Yatırım Yıl Sonu Raporuna göre, 2016’nın başından 26 Aralık 2016’ya kadar olan dönemde Borsa İstanbul’da en çok artış gösteren sektörler yüzde 57,8 ile spor, yüzde 50,3 ile metal, yüzde 44,6 ile de finansal kiralama oldu. Bu dönemde en çok düşen sektörler yüzde 31,5 ile ulaştırma, yüzde 7,32 ile hizmetler, yüzde 6,59 ile de gıda olarak belirlendi. Yıl başından bu yana yüzde 20,20 değer kaybeden TL, dolar karşısında en çok kayıp yaşayan para birimi oldu. Bu anlamda TL’nin hemen ardından yüzde 19,60 ile Meksika Pezosu gelirken, onun ardından da yüzde 7,42 ile Polonya Zlotisi sıralandı. Aynı dönemde dolara karşı en çok yükselen para birimi ise yüzde 17,43 ile Brezilya reali oldu. Rapora göre emtialar, genel anlamda 2016 yılını yükselişle kapattı.