Yıldırım: "Bu yatırımlar daha başlangıç"

Başbakan Yıldırım, çevre ve şehircilik alanında yapılan dev yatırımların ne ilk ne de son olduğunu, bu yatırımların daha başlangıç olduğunu vurguladı

Yıldırım: "Bu yatırımlar daha başlangıç"

Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kültür Kongre Merkezi'nde Çevre Projeleri Açılış Töreni'ne katıldı. Başbakan, "Terör örgütünü şehirlerden çıkardık, şimdi dışarıda da hayat yok. Şimdi aralarında 'Aman bu referandumda evet çıkarsa biz bittik'. Biteceksiniz, başka yolu yok. Bölgedeki vatandaşlarıma sesleniyorum, kimliğinizle gurur duyun ama PKK terör örgütünün sizinle hiçbir derdi yok" dedi. Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

"955 MİLYON LİRALIK AÇILIŞ"

"Bu törenle Türkiye'ye yakışan 120 tesisin açılışını bir anda gerçekleştiriyoruz. AK Parti hükümetlerinin bir sıkıntısı var, iş çok açılış için zaman yok. O yüzden 100'er 100'er demet yapıp açıyoruz. Eskiden 'Bir şey bulun da açalım' diye valiyi, kaymakamı sıkıştırırlardı. O kadar çok eser var ki, bugün de memleketin her köşesinden eserlerin açılışını yapıyoruz. Toplam bedeli 955 milyon lira. Yeter ki çevremiz temiz olsun, şehirlerimiz daha yaşanabilir olsun. Bu yatırımlar ne ilk, ne son; bu başlangıç. Bunun devamı gelecek. Hiçbir partide bakanlık yanı sıra parti genel başkan yardımcılarına baktığınız zaman biz de hem yerel yönetimler genel başkan yardımcımız var, bir de belediyelerden sorumlu genel başkan yardımcımız var. Çevreyi ve şehirciliği çok önemsiyoruz.

"7 MİLYON BİNAYI YENİLEMEK GEREKİYOR"

Şehir, bir medeniyettir. Marifet halkın kalbini, ruhunu ihya edecek, insana huzur verecek şehirler imar etmektir. İlk günlerden beri yanlışları doğruya tahvil etmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Yanlış imar edilmiş şehirleri, kentsel dönüşüm diyerek kendi elimizle yaptığımız bu rezilliği düzeltmeye gayret ediyoruz. 200'den fazla yerde kentsel dönüşüm ilan ettik. İzmir'in yüzde 62'si imarsız, kuralsız ve depreme dayanıklılık bakımından sorunlu. Bütün Türkiye çapında olaya baktığımızda 7 milyon binayı yenilemek gerekiyor. 100 milyar liralardan bahsediyorum. Bunları daha baştan düzgün yapsaydık... 15 yılda memleketin bir ucundan diğer ucuna uzanan yeni bir Türkiye inşa ettik. Yaşanabilir marka şehirler bizim AK Parti iktidarının şehircilikteki en önemli hedefidir. Bu bir ihya hareketi, zaman içinde daha iyi yere gelecek.

"184 OVA TARIMSAL SİT ALANI İLAN EDİLDİ"

15 yılda Türkiye'nin çehresini değiştirdik. Şehirleri bölünmüş yollarla, havayollarıyla, hızlı trenlerle birbirine bağladık. 6 bin kilometre olan bölünmüş yolları 24 bin kilometreye çıkardık. Vatandaşlarımızın hızlı tren özlemini gerçeğe çevirdik. Şimdi Kayseri'ye de hızlı tren gelecek. Ankara-Yozgat'tan sonra Kayseri. 15 yılda 81 ilde 755 bin konut inşa ettik TOKİ'yle. Gelişmişlik en çok şehirlerde kendisini göstiyor. Her şehri kendi değerleriyle, kendi potansiyeli, kendi zenginliğiyle birer marka yapmayı hedef olarak önümüze koyduk. Türkiye'de ilk defa çevreye karşı işlenen suçları Türk Ceza Kanunu'na aldık. 15 yılda 4 milyar fidan diktik, inanmıyorsan say kardeşim. Biz diktik, senin de işin yoksa say. Her ilde bir şehir ormanı projesini başlattık. Şehirlerde ilçelerde yeşil alanlar oluşturuluyor. En son aldığımız karar, vatandaşlarımız bereketli topraklara bina yapıyor. Kıraç yerler boş duruyor. Tarım Bakanlığımız bir karar aldı, Türkiye genelindeki 184 ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik, bunun dışında kullanılamayacak.

TERÖRLE MÜCADELE

Terör örgütünü şehirlerden çıkardık, şimdi dışarıda da hayat yok. Şimdi aralarında 'Aman bu referandumda evet çıkarsa biz bittik'. Biteceksiniz, başka yolu yok. Bölgedeki vatandaşlarıma sesleniyorum, kimliğinizle gurur duyun ama PKK terör örgütünün sizinle hiçbir derdi yok. Bunlar işi gücü size hayatı zehretmek. 3 terör örgütüyle amansız mücadele ediyoruz. Dünya DEAŞ'la mücadele ediyormuş gibi davranıyor. Tek mücadele eden Türkiye. Fırat Kalkanı ile Bab'ı da hallettiler, normal hayatlarına döndüler. Bir yandan 3 milyonu da bağrımıza bastık. Ege'de 5 yılda 50 bin insanı ölümden döndürdük.

15 yılda mavi bayraklı sahil sayımızı 127'den 444'e çıkardık. Dünyada ikinciyiz. 15 yılda Türkiye olarak dünyaya bir şey anlattık. 23 ilimize özel bir kalkınma projesi uyguluyoruz. 20 milyar liralık yatırım vaadinde bulunuldu. 115 bin doğrudan eleman çalıştırılıyor. Bu gençlerimiz dağda terörün tuzağına düşmeyecek, daha güzel bir Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal'in muasır medeniyetler seviyesi için el ele vereceğiz, Türkiye'yi Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında parmakla gösterilen memleketler arasına sokacağız.

"İKİ YERDE PROBLEM ÇIKIYOR"

Ustalık eserlerimiz bir bir hayata geçiyor. Dünyanın en büyük havalimanı, şehir hastanleri, köprüler... Şimdi çıkmış konuşuyorlar, 'Bu halk oylaması olursa Türkiye bölünür.' Türkiye bölünmez kardeşim, Türkiye 80 milyon vatandaşıyla tek bayrak, tek devlet, tek vatan, tek millet. 16 Nisan'da sandığa gideceğiz. Sanki ölüm, kalım meselesi, sanki genel seçim oluyor. Seçim falan yok, bu bir referandum. Mevcut sistem, Cumhuriyet kuruldu, parlamenter sistem. 1923'ten bu yana bak sürekli problem. İki yerde problem çıkıyor; bir zayıf iktidarlarda, ikincisi Cumhurbaşkanı seçimlerde.
Şimdi mevcut sistemde ne yapıyoruz; seçim oluyor milletvekillerini seçiyoruz. O milletvekilleri Meclis'te. Cumhurbaşkanı bu partilerden en büyük partinin genel başkanına hükümeti kurma görevi veriyor. Eğer hükümeti kurarsa, güvenoyu için Meclis'e geliyor, güvenoyu alıyor, çalışmaya başlıyor. Bu iş 2-3 ay sürüyor. Yani millet sandıktan memleketi kimi yöneteceğine karar veremiyor. Veremediği için orada da ali cengiz oyunu başlıyor. Milletin seçtiği değil, vesayet odakları hükümet kuruyor. 1995 seçimlerini hatırlayın. Refah Partisi ile Anavatan Partisi koalisyon kuracaktı, birileri birinin kulağını çekti vazgeçtiler. Doğru Yol ile kuruldu, onları da rahat bırakmadılar. Cumhurbaşkanı orada vesayet odakları ile birlikte hareket etti.

Biz 2007'de Cumhurbaşkanı'nı seçemedik. 354 milletvekiliyle Cumhurbaşkanı seçemedik. CHP hemen doğru Anayasa Mahkemesi'ne. Biz de millete gittik. Orada işte Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi gereken kanunu gönderdik, Cumhurbaşkanı'nın görev süresi bitmiş Cumhurbaşkanı onaylamadı. Tekrar gönderdi, biz de yolladık, doğru Anayasa Mahkemesi'ne. Sonra referandumu yaptık, millet yüzde 69'la Cumhurbaşkanı'nı doğrudan vatandaşın seçmesi için karar verdi. O günden itibaren her şey değişti. Biz artık kriz üretmeyen, istikrarsızlık üretmeyen, güçlü, tek başına bir iktidar olsun. Öyle göz korkutuyorlar ki... Rejim falan değişmiyor, aynı belediye başkanlığı gibi... Onların kimyası değişiyor. Onların iktidar olmak diye derdi yok. Bir karambol olsa da sisteme dahil olsam. Ömürleri boyunca terlemeden, yorulmadan ya ihtilal öncesi, ya ihtilal sonrası iş çıkarmışlar. İşin adını millet koyuyor. Vekillere de, Cumhurbaşkanı'na da yetkiyi veriyor. Bunun dışındakiler yalan yanlış beyanlar. Bizim milletimiz bunların hepsini bilir. Milletimiz 16 Nisan'da aydınlık Türkiye'nin yolunu açacak."