Yılmaz Vural bombaladı!

Fanatik Gazetesi'ne konuşan Yılmaz Vural, '45 senedir futbolun içindeyim. 45 sene önce neyi tartışıyorsak, şimdi de aynı şeyi tartışıyoruz. Sadece şekilsel olarak farklılıklar var' dedi.

Yılmaz Vural bombaladı!
İŞTE O RÖPÖRTAJ:

Hocam onlarca röpörtaj verdiniz. Açık sözlüsünüzz, lafı dolandırmıyorsunuz. Bundan dolayı hiç pişmalık duydunuz mu?


“Bak Ömer’ciğim, sezon başı seninle burada otuyorum, takım çalıştıracağıma! Kimse açık konuşulsun istemiyor. Ama konuşmak lazım, iyi gitmiyor futbolumuz. Bak 57. sezonuna girdi Türk futbolu. Ben bunun 29 sezonunda fiilen varım. Yarısından fazlası... Öncesinde de futbolcu olarak. Dönüp bakıyorum, 45 sene evvel neyi tartışıyorsak halen aynı şeyleri tartışıyoruz. Şekilsel olarak tabii ki farklılıklar var. Örneğin bakıyorum Bursaspor’un stadı bitmek üzere, Konya’ya 42 bin kişilik stat yapılıyor. Trabzon’da, Samsun’da, Adapazarı’nda, Eskişehir’de olmak üzere toplamda 25 yeni stat yapılıyor. Bunlar tabii çok güzel ama aşağıya bak, altyapı yok, altyapı tesisi yok. Aslında yapılıcaklar çok zor şeyler değil.”

‘18 milyon gencimiz var’

“Örneğin ben de yeni öğrendim, genç arkadaşların Milli Eğitim Bakanlığı ve Spor Bakanlığı ile beraber yürüttükleri bir proje var. 6 yıllığına anlaşmışlar. Bunu duyurmak isterim. GO TV adı altında ilkokuldan üniversiteye kadar tüm spor müsabakalarını yayınlayacaklar. 32 branşta 800’e yakın müsabaka yayınlayacaklar. Türkiye’de lisanslı sporcu sayısı 300.000’ini bulmaz ama bu genç kardeşlerimin tahmini bu şekilde 25 milyon potansiyel sporcuya ulaşmak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verdiği rakam 7-18 yaş aralığında 18 milyon gencimiz olduğu... Bunların arasından imkan verilse her branşta sporcu çıkar. Ama bunu organize etmek lazım. Maalesef böyle bir vizyon yok. Potansiyel ortada. Devletin parası var, biraz evvel söyledik 25 adet stat yapılıyor. Tanesi minimum 150 milyon TL. Statlar yapılıyor ama git bak kulüplerin antreman sahaları yok.”

Peki imkanlar ortada da niye yapılmıyor sizce hocam?

“Daha önce de söyledim. Bunlar ekip işi. Türkiye’de böyle bir ekip yok! Yetişmiş eleman yok. Mesela Türkiye’nin en kariyerli hocası Fatih Terim yaklaşık bir senedir Milli Takımlar sorumlusu olarak neredeyse TFF’den daha yetkili olarak işin başında. Mutlaka çalışıyor, bir şeyler yapıyor ama hala ben somut bir değişiklik göremiyorum. Avrupa Şampiyonası’na katılmak değil bizim derdimiz, inşallah katılırız tabii. Türk futbolu için bir umuttur Fatih hoca, yetkisi var çünkü. Ben ondan Türkiye’de yapılması gerekenleri anlatacağı bir basın toplantısı bekliyorum.”

‘En büyük sorun eğitim’

“Bu insanları yetiştirmesi gereken akademilerin yeterli olmadığını düşünüyorum. Akademilerin içi dolu değil, spor yöneticileri yetişmiyor bu ülkede. Avrupalı ile aramızadaki fark eğitim. Bu normal hayatımızdaki problemimiz de aynı zamanda. Biz insanımızı iyi eğitemiyoruz dolayısıyla da ne futbolcularımız, ne yöneticilerimiz iyi eğitilmediğinden başarılı olamıyoruz.”

‘Elini taşın altına koyan yok’

“Biz 76 milyondan 300.000 tane lisanslı futbolcu çıkarırken Almanya’da ki 2.5 milyon Türk’ten 300.000 lisanslı futbolcu çıkıyor orada. Ben eskiden röportajlar yaparken bu konuyu anlatırken heyecanlanırdım ama artık umudumu yitirdim. Futbolun biraz içinde olan herkes anlıyor ama kimse elini taşın altına koymuyor. Futbolun içindeki delegasyonlara bakıyorum, hepsi işadamı. Futbolun içinden gelen çok az kişi var ve bu yanlış.”

‘Spor Emekçileri Sendikası’nı kuramadık’

“Spor Emekçileri Sendikası kurmak için harekete geçtim. Kimle konuşsam, ‘Çok iyi fikir’ dedi. Ama ‘Haydi başlayalım şu işe’ dediğimde ortada kimse kalmadı"


“Türk-İş Başkanı Ergun Atalay benden futbol ailesinin haklarını arayacak bir kurum yaratmamı rica etti. Bunu da ‘Spor Emekçileri Sendikası’ olarak kuralım dedik. Hemen Hakemler Derneği Başkanı Abdurahman Arıcı’yı aradım; Antrenörler Derneği Başkanı İsmail Dündar’ı aradım; Futbolcular Derneği Başkanı Ayhan Akbin’i aradım; Masörler Derneği Başkanı Erkan diye bir arkadaşımızı aradım; Ömer Taşer’i aradım spor hekimleri adına... Hepsi de olumlu yaklaştı bu işe. Oyuncular çoğunlukla Çeşme’ye, idareciler ise daha çok Bodrum’a gider. Ben her ikisine de gidip gördüklerime bu projeden bahsettim. Herkes olumlu bakıyor ama ‘Haydi başlayalım şu işe’ denilince ortada kimse yok! Bizleri ciddiye almaları adına organize olmaya çalışıyorum. Kimse karşı değil bu işe. Duyuyorum, büyük takımlarda oynayanlar dahil parasını alamıyor. Bir araya gelmeniz lazım.”

‘Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum’

“O kontratları niye yapıyorsunuz? Gidip hakkınızı TFF nezninde aramanız lazım. En son Mersin’de yaşananlar bu olaya bir örnek. Futbolcular ‘Para vermezseniz antremana çıkmam’ diyor. Yöneticiler ‘Siz öyle yaparsanız biz böyle yaparız’ diyorlar. Sonra düşünün, 10 haftada düşme potasındaki takımı lige çıkmak için final maçına kadar getiriyorum ben ama o maça çıkamıyorum! Sırf kendi aralarındaki çatışmadan dolayı. Benim ne suçum var? Sayın Cumhurbaşkanımız’a bir çağrıda bulunmak istiyorum. Ben bu konuda bir danışmanlık vermeye hazırım istenilen yere her zaman gelirim.”


Haberin devamını okumak için tıklayın