Muhammed Ali öldü

Boks dünyasının efsanesi Muhammed Ali solunum yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti

Muhammed Ali öldü

Muhammed Ali, uzun zamandır pençesinde olduğu parkinson hastalığı sonrasında solunum yollarında yaşadığı rahatsızlık nedeniyle kaldırıldığı hastanede vefat etti.
74 yaşında olan Müslüman boksör Muhammed Ali Clay (önceki ismiyle Cassius Clay jr.) çok uzun zamandır Parkinson hastalığı nedeniyle Michigan'da bulunan çiftliğinde gözlerden uzak bir hayat yaşıyordu. 20 yıldan yzun bir süre ringlerde mücadele etmiş olan Muhammed Ali, Müslümanlığı seçtikten sonra boks hayatında büyük zorluklar yaşamıştı.
1964 yılında dünya şampiyonu boksör ünvanını kazanmasının ardından Müslümanlığı seçtiğini açıklaması sonrasında boks hayatına bir süre ara vermek zorunda kalan, Vietnam savaşı ike ilgili söyledği hükümet karşıtı sözler nedeniyle hapis cezasına çarptırılan Muhammed Ali'nin boks hayatına geri dönüşü ise yenilgilerle olmuştu. Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi boksörü kabul edilen Muhammed Ali, bitti dendiği anda ise geri dönüp daha önce kaybettiği ünvanını geri almış ve boks dünyasının yaşayan efsanesi olmuştu.

MUHAMMED ALİ'NİN UNUTULMAZ SÖZLERİ: Seni tüketen, önündeki tırmanılacak dağlar değil, ayakkabındaki çakıl taşıdır.

Timsahlarla güreştim, balinayla boğuştum, yıldırıma kelepçe takıp hapse attım. Ben kötüyüm. Geçen hafta bir kayayı öldürdüm, bir taşı yaraladım, bir köprüyü hastanelik ettim. İlacı bile hasta ettim.
İki siyahi adamın dövüşünü birçok beyaz adamın izlemesine boks denir.
(Hakkında hapis cezası istendiğinde) Hükümet doğru olduğunu düşündüğü şeyi yaptı, ben de.
Benim adım Sırbistan, Pakistan ve Fas'ta biliniyor. Bu ülkelerde Kentucky derbisini izleyen yok.
Eşini gördüm. Göründüğü kadar ahmak değilsin.
Alt tarafı bu da bir iş. Otlar büyür, kuşlar uçar, dalgalar kumları yalar. Ben de insanları döverim.
Mükemmel bir İngilizce konuşmuyor olabilirim ama size akıl veriyorum.
Rüyalarınızı gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.
Benim kadar harika olduğunuzda sıradan olmak zor.
Büyük bir şampiyon olmak için en iyi olduğuna inanmalısın. Öyle olmasan bile, öyle gibi davranmalısın.
Ben en iyisiyim. Bunu gözlerimle görmeden önce de söylüyordum. Sakın bana şu işi yapamazsın demeyin. Olanaksız olduğunu anlatmayın. En iyisi olmadığımı söylemeyin. Ben en iyinin de iyisiyim.
İnsanlar bugünlerde çok yavaş konuştuğumu söylüyor. Bu sürpriz değil. Hesapladım, tam 29.000 yumruk darbesi aldım, fakat bunun karşılığında 57 milyon dolar kazandım. Ve bunun yarısını biriktirdim. Yani ben birkaç sert darbe aldım. Karşılığında para kazanmadan silah ve bıçakla her yıl kaç siyahi insan öldürülüyor farkında mısınız? Yavaş konuşabilirim, ama aklım yerinde.
Seni tüketen, önündeki tırmanılacak dağlar değil, ayakkabındaki çakıl taşıdır.
O kadar hızlıyım ki, odamda ışığı söndürmeye kalktığımda, ışık sönmeden oturduğum yere dönebiliyorum.
Birçok siyah insanın başı dertte. Ama onlar özgür olmadıkça ben de özgür olamam.
Aklım kesiyorsa ve yüreğim inanıyorsa, başarabilirim.
Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.
Ben bir dövüşçüyüm. Göze göz karşılığa inanırım. Öteki yanağımı çevirmem. Karşılık vermeyen adama saygı duymam. Köpeğimi öldürürsen, kedini saklasan iyi edersin.
"Çalışmanın her saniyesinden nefret ediyordum ama kendime hep "Dayan!" diyordum. Bugün çalışacağım ve ömrümün sonuna kadar bir şampiyon olarak yaşayacağım."
Keşke insanlar herkesi, beni sevdikleri gibi sevselerdi. Dünya çok daha güzel bir yer olurdu.
Zevk mutluluk demek değildir. İnsanı takip eden gölgeden öte hiçbir önemi yoktur.
"Gencim, yakışıklıyım, hızlıyım, sevimliyim ve yenilmezim!" (Ağır siklet dünya şampiyonu olduğu sırada.)
Evde iyi biriyim ama dünyanın bunu bilmesini istemem. Anladığım kadarıyla alçakgönüllü insanların önü pek açık olmuyor.
Ben Amerika'yım. Tanımadığınız yönüyüm onun. Alışın bana. Siyah, öz güvenli, kendinden emin... Benim adım bu, sizin değil. Benim dinim, sizin değil. Benim amaçlarım, sizin değil. Alışın bana.
Ben boksun Elvis'iyim.
Tek yapabileceğim doğruluk ve dürüstlük için dövüşmek. Hiç kimseyi kurtaramam. Süpermen bir bilim kurgu karakteri, ama ben gerçeğim.
(Dünya Ticaret Merkezi'ne saldırının ardından)
"CNN muhabiri: Sn. Muhammed Ali, bu dehşetin meydana gelmesine sebep olan teröristlerle aynı dinin bir mensubu olarak neler hissediyorsunuz?
Muhammed Ali: Siz Hitler ile aynı dini paylaşan bir mensup olarak neler hissediyorsanız aynısını."
Ben tüm zamanların en iyisiyim, 50 yaşına gelene kadar favori olan ben olacağım.
Bir hayatımız var, yakında geçmişte kalacak; yalnızca Allah için yaptıklarımız sonsuza dek kalacak.
"Şampiyon olduğum zaman,eski kot pantolonumu üzerime geçirip,eski bir şapka takıp,sakal bırakarak,beni kimsenin tanımadığı bir kasabanın sokaklarında yürüyüşe çıkacağım ve beni,sadece ben olduğum için sevecek bir insan bulana kadar da yürüyeceğim...
Bulduğumda da onu 1 milyon dolarlık arazime tepeden bakan 250 bin dolarlık evime götürüp, Cadillac arabalarımı, havanın yağmurlu olduğu günlerde kullandığım kapalı havuzumu göstereceğim ve ona ‘işte bunların hepsi senin, çünkü beni ben olduğum için seviyorsun’ diyeceğim."
"Louisville’de insanlar hala pis zenci diye çağırılıp köpek muamelesi görüyorken ve en basit haklarından bile mahrumken benden üzerime bir üniforma geçirip 10000 mil ötedeki bir ülkede bomba atıp kurşun sıkmamı nasıl beklerler?..
Hayır, 10000 mil öteye gidip beyaz köle efendilerinin beyaz olmayan başka bir millet üzerine baskı kurmalarına, onları öldürmelerine, evlerini yakmalarına yardımcı olmayacağım. Gün böyle kötü işlerin sona ermesinin günüdür. Böyle bir tavır içinde bulunmanın bana milyonlarca dolara mal olacağını söylediler. Ama daha önce de söyledim ve yine söylüyorum. Benim halkımın gerçek düşmanı burada, Amerika’da...
Kendi özgürlüğü, kendi adaleti ve eşitlik için savaşan o insanları köleleştirme de kullanılan bir maşa olmayacağım. Dinimi, halkımı ve kendimi küçük düşüremem. Eğer bu savaşın benim 22 milyonluk halkıma özgürlük ve eşitlik getireceğini düşünseydim kendim gidip orduya katılırdım. Kendi inandığım değerler için direniyorum. Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Beni hapse atacaklarmış, ne olmuş sanki? Zaten 400 yıldır hapisteyiz."


MUHAMMED ALİ KİMDİR?

Müslüman olmadan önceki ismi Cassius Marcellus Clay Jr. olan Muhammed Ali, 17 Ocak 1942'de Kentucky Louisville'de doğdu. Afro-Amerikan ve İrlanda kökenlidir. 12 yaşındayken boksla tanıştı ve kısa zaman içinde National AAU ve Altın Eldiven Şampiyonası'nda amatör kayıtlara girdi. Yine 1960'ta Roma'da ağır hafif sıklette altın madalyayı alarak profesyonel lige döndü. 18 yaşındayken katıldığı Roma Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra ünü giderek artmaya başladı. 1964 yılında 22 yaşındayken, S. Liston'u yenip Dünya Şampiyonu oldu. Bu zaferden sonra dinini değiştirdiğini ve İslam'a geçtiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini aldı ve çok sevdiği boks'a 1967'den 1970'e kadar ara vermek zorunda kaldı. "Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım." diyerek Vietnam savaşına gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas ettiğini açıkladı. Ailesinin yardımı ve üniversitelerde para karşılığı yaptığı konuşmalarla geçimini sağladı. 1970'te temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. 1971'de Joe Frazier ile 'Asrın maçı'na çıktı ve profesyonel boks kariyerinde ilk defa kaybetti. Uzmanlar üç buçuk sene aradan sonra sadece 2 maç yapan Muhammed Ali'nin bu kadar zor bir maça hazır olmadığı görüşünde hemfikirdi. Fakat o en kısa zamanda tekrar şampiyon olmak istiyordu. Ardından çenesinin kırıldığı maçta Ken Norton'a sayı ile yenilince, kendi ve yakınları dışında birçok kişi kariyerinin bittiğini sandı. Fakat o azmedip art arda unvan için rakip olan boksörleri bir bir yendi. Ken Norton'i yenip rövanşı aldı. 1973'te Joe Frazier ile unvan maçı için anlaştı. Arada sadece Joe Frazier-George Foreman maçı kalmıştı. Frazier sürpriz bir şekilde iki raund'da nakavt oldu. Ali böylece önce Fraizer ile maç yapıp arkasından da Foreman'la maç ayarladı ve iki maçı da nakavt'la kazandı. Böylece hem kaybettiği unvanını alacak hem de daha bitmediğini gösterecekti. 1974'te Foreman’ın bahisçilerde 7'ye 1 favori olduğu maçta rakibini hiç beklenmedik bir taktik ile sekizinci raundda nakavt edip hak ettiği unvanı Floyd Patterson'den sonra tekrar elde eden ikinci boksör oldu. 1978'de L. Spinks'e yenilip ardından aynı yıl rakibini yenince Dünya Şampiyonluğunu 3 kez elde eden ilk boksör oldu. O zamanlar sadece 2 Dünya Boks Federasyonu olması değerini daha da farklı kılıyordu. 2008 yılı itibari ile 8 Dünya Boks Federasyonu bulunuyordu. Muhammad Ali'nin etkin döneminde en iyi boksörler, unvanı elde edebilmek için, mutlaka karşı karşıya gelirlerdi. George Foreman'in 1994 yılında 20 sene aradan sonra tekrar Dünya Şampiyonu olması ve unvanını çok kez savunması, o dönemin boksunun birçok ülkede neden "Altın 70'li yıllar" diye anıldığını bize anlatıyor. 1978'de boksu Şampiyon olarak bıraktı. Sonra Parkinson hastalığına yakalanmasına rağmen bunu gizleyip büyük para karşılığı iki maç daha yapıp kaybetti. İkisi de o vaktin veya sonrasının Dünya Şampiyonları idi. (eski sparring partneri Larry Holmes ve Trevor Berbick). Profesyonel döneminde sadece 5 kez yenilen, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu olan Muhammed Ali, 36 yaşına kadar bütün şampiyonlar için tek isim olmayı başardı ve 37'si nakavt olmak üzere 56 maç kazandı. Ona sadece bir boksör olarak bakmamak gerekir. Çünkü o gücüyle olduğu kadar kişiliğiyle de hep daha iyisini yapmaya çalışmıştır. 1960 Roma Olimpiyatları'ndan döndükten iki gün sonra bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını öğrenince, altın madalyasını Ohio Nehri'ne atmıştır. 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda bu madalyanın yerine başka bir altın madalya kendisine verilmiştir. Din olarak İslamiyet'i seçmiştir ve Vietnam savaşına gitmemiştir. Bu durumu şöyle dile getirmiştir: "Benim onlarla sorunum yok." (I'I ain't got no quarrel with them Vietcong'). Bu nedenle unvanlarına el konuldu ve bokstan uzaklaştırıldı. Fakat o yılmadı. Bu süre içerisinde üniversiteleri dolaşarak İslamiyet'i anlattı. Malcolm X ile yakın ilişkileri oldu. Verimli işlerle uğraştı. Muhammed Ali, sadece Muhammed Ali isminden ibaret değildir. O, zamanının en iyisidir. 2001 yılında Hollywood tarafından hayatı filme alındı. Ali adlı filmde Muhammed Ali'yi Will Smith canlandırdı. Parkinson hastalığı yüzünden uzun süre Michigan'daki çiftliğinde gözlerden uzak yaşamayı tercih eden ünlü boksör, ringlerde 20 yıldır ağzından düşürmediği "Bütün zamanların en iyisiyim" lafını ispatlayarak bir efsane olmuştur. Muhammed Ali 1984'den beri Parkinson hastasıdır. Buna rağmen, 2001 yılındaki 11 Eylül saldırıları üzerine Muhammed Ali, başında New York İtfaiye Müdürlüğü şapkası ile Sıfır Noktasına giderek destek ve dayanışmasını göstermek gereği duymuş ve şöyle demiştir: “Beni asıl inciten, 'İslam' adının bulaştırılması ve 'Müslüman' [adının] bulaştırılması, ve sorun çıkarılıp nefret ve şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam, barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım.”

UNUTULMAZ SÖZLERİ VE UNUTULMAZ ZMAÇLARIYLA MUHAMMED ALİ VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ!