Borsada 'ödül' programı uygulaması

Küçük yatırımcıyı kazanmak ve borsada tutmak için halka açık şirketlerle de bir araya gelerek ‘ödül’ programı uygulanması projesi hakkında çalışmalar devam ediyor.

Borsada 'ödül' programı uygulaması

Star Gazetesi Yazarı ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt bugünkü köşesinde ''Borsaya doping!'' başlıklı yazısında bu konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

İşte o yazı:

Geçen hafta Borsa İstanbul (BIST) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Himmet Karadağ ve Borsa İstanbul üst yönetiminin basınla yaptığı değerlendirme toplantısına katıldık.

Borsa İstanbul’un yaptığı alt yapı çalışmalarıyla önümüzdeki dönemde ciddi bir atılım yapacağını düşünüyorum.

Özellikle Bireysel Emeklilik’te otomatik katılım sonrasında bazı katılımcıların birikimlerini borsada değerlendirmek istemeleri ile birlikte Borsa’nın öneminin bir kat daha artacağını söyleyebilirim. BES primlerinin değerlendirilmesi ve bu fonların ülkemizin yatırımları için kullanılması bir doping etkisi yaratacak.

Sayın Himmet Karadağ’ın bu toplantıda dile getirdiği bir husus çok önemsediğimi belirtmeliyim. Özellikle, küçük yatırımcıyı kazanmak ve borsada tutmak için halka açık şirketlerle de bir araya gelerek ‘ödül’ programı uygulanması çok faydalı olacak. Buna göre, BIST-30’daki firmalarla bu konuda bir proje çalışması yürütülüyor, yapılan ön görüşmelerde ilgili firmaların da olumlu görüşlerini dile getirmesinin yatırımcıya hareket sağlayacağını düşünüyoruz.

Örneğin, bir şirketin belli orandaki hisse senedini elinde bulunduran küçük yatırımcıya kendisini ayrıcalıklı hissetmesini sağlayacak küçük dokunuşlar ve özel düzenlemeler bazı ayrıcalıklar sağlanması küçük yatırımcıyı borsa şirketleriyle barıştıracak.

Borsa İstanbul’da Türkiye için önemli büyük yatırımların da finansmanı noktasında bazı projeler geliştiriliyor. Örneğin Kanal İstanbul ve Çanakkale 1915 Köprüsü Projesi gibi belli başlı projelerin finansmanının farklı bir modelle sağlanması, halkın doğrudan bu projelerin finansmanına katılarak gelirinden faydalanması ekonomiyi de rahatlatacaktır.

Yine, uzun bir süredir ekonomi yazarlarının çeşitli vesilelerle dile getirdiği küçük yatırımcıların borsayla barışmasını ve Borsa’ya güvenin artması için sayın Himmet Karadağ “Vergide barışıyoruz. Varlık barışı yapıyoruz. Borsa’ya güvenmiş gelmiş bir şirketin küçük yatırımcısı olmuş. Şirketi kaybolmuş elinde hisselerle kalmış. Ne suçu var hisse yatırımcısının. Off shore’da batan parayı bile ödedik. Şu anda tüm stoğu tarıyoruz. Sadece küçük yatırımcılara bakıyoruz. Büyük yatırımcıyı kenarda tutarak, sıkıntılı şirketlerde, stok affı konusunda, sermaye barışı için ne yapabiliriz. Hisse yatırımcısını küstürmüşüz, bir el sıkışalım. Hukuki sıkıntılı alanlarda var ama bir paket yapabilir miyiz diye çalışıyoruz” açıklaması ile bir umut ışığı yakmıştır. Umarız yüzbinlerce küçük yatırımcıyı ilgilendiren ve esasında çok büyük bir yekün tutmayan bu borsa barışıyla küçük yatırımcının da yeniden bu tür yatırım enstrümanlarını değerlendireceğini düşünüyorum.

Faizin yüksek olduğu dönemlerde, vatandaş ve yatırımcının finansal aksiyonu, tahvil almak ya da faizli mevduat hesabı açmaktır. Faizler düştüğü zaman ise diğer finansal aksiyon olan, borsaya yatırım artar.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘faizin düşmesi gerektiği’ yönünde çok defa açıklamalar yapıldı. Umarız yatırım ortamının yeni bir hikayeyle buluşabilmesi için gerekli finansman ortamı oluşturulur.

Emeklilikte son 3.5 yıl önemli

Sosyal güvenlik uygulamasında SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı gibi birden fazla statüye göre, yani aylığı bağlayıp ödeyecek kurumun belirlenmesinde sigortalıların emeklilik tarihinden geriye doğru prim veya kesenek ödenerek geçen son yedi yıllık fi ili hizmet (360 x 7 = 2520 gün) süresi esas alınmaktadır. Yani, sigortalının son 7 (yedi) yıllık fiili hizmet süresi içerisinde en fazla hangi statüye tabi hizmeti varsa, o statüye göre; veya hizmet süresinin eşit olması durumunda sigortalının bağlı olduğu son statüye yaşlılık -emeklilik- aylığı bağlanmaktadır