OECD'den Türkiye'ye güzel haber

OECD bugün yayınladığı Global Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelere yer verdi. Bu değerlendirmelerde Türkiye için 2016 büyüme beklentisini yüzde 3,4`ten yüzde 3,9`a yükseltirken, 2017 büyüme beklentisini yüzde 3,7`ye indirdi.

OECD'den Türkiye'ye güzel haber

Asgari ücretteki keskin artış ve sosyal transferlerin artırdığı özel sektör tüketiminin etkisiyle 2016 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 4'e yakın büyüyeceğini öngören OECD, 2017 yılında ise büyümenin bir miktar yavaşlamasını beklediğini bildirdi. 2016 yılında GSYH büyüme oranının yüzde 3,9 olacağını tahmin eden OECD'nin 2017 için beklentisi ise yüzde 3,7.

OECD bugün yayınladığı Global Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelere de yer verdi. Türkiye'de güçlü büyümenin iç talep tarafından yönlendirildiğini, kısa vadede makroekonomik politikaların destekleyici olduğunu belirtirken, her iki yönlü olarak ciddi riskler olduğunu da vurguladı.

OECD'nin Türkiye için değerlendirmeleri şöyle:

"GSYH büyümesinin 2016 ve 2017'de yüzde 4'e yakın olmaya devam etmesi öngörülüyor. Asgari ücrette ve sosyal harcamalarda 2016 yılı başlarında yapılan güçlü artış özel sektör tüketimini artıracak. Bununla birlikte, istihdam maliyetinin artması rekabet gücüne ve ihracata zarar verecek. Kısa vadede hanehalkı gelirlerinde artış ortadan kaybolmasına bağlı olarak 2017'de büyümenin bir miktar gerileyeceği öngörülüyor.

İşletmeler ve hanehalkı güveni, ağır bölgesel jeopolitik gerilimler ve zorlu bir iç siyasi iklime bağlı olarak kırılgan olmaya devam ediyor. Hükümetin 2016 Eylem Planı'ndaki önemli maddelerin uygulanması, hem yurt içi hem de uluslararası güveni iyileştirir ve yatırımı, büyümeyi destekler.

Verimlilik iş dünyasındaki parçalanmışlık tarafından baltalanıyor. Düzenleyici çerçevedeki eksiklikler nedeniyle verimli şirketler tam potansiyelleriyle büyüyemiyorlar. Aynı zamanda, düşük verimlilikteki şirketler, kurallar ve düzenlemelerin tam olarak uygulanmamasısayesinde ayakta kalmaya devam ediyorlar. Bu durum, kaynakların düşük verimli şirketlerden yüksek verimli şirketlere kaymasının desteklemesi yönündeki çağrıların çıkmaza girmesine yol açıyor."